sürekli ayakta çalışanlar için ayakkabı
Site De Rencontre Gratuite Pour Homme. Gün içerisinde uzun saatler boyunca oturarak çalışanlar, sürekli hareketsiz kalmaya bağlı bazı ergonomik problemler yaşayabiliyor. Fakat oturarak mesai geçirenler kadar sürekli ayakta kalarak çalışanlar da birçok ayak sağlığı sorunuyla karşılaşabiliyor. Siz de uzun saatler boyunca ayakta durarak çalıştığınız için ayaklarınızda çeşitli rahatsızlıklar yaşıyor musunuz? Peki, bazı ayak bakımı önerileriyle bu problemlerden kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz? Central Hospital’dan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hicran Ercan, “Gün içerisinde 6-8 saat kadar ayakta kalmak, bacakların alt kısımlarında, özellikle ayaklarda yorgunluk oluşmasına yol açar. Yavaşlayan kan dolaşımına vücut tepkime yaptığında ise bacakta ve ayakta şişmeler meydana gelebilir.” diyor. Hostes, garson, AVM çalışanı, güvenlik görevlisi veya tezgahtar gibi mesleklere mensup olanlar, uzun süre ayakta çalışmaları nedeniyle bazı sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabiliyor. Bu problemlerin başında ise ayak sağlığı sorunları geliyor. Gün içinde sürekli ayakta kalarak çalışan kişilerin en fazla yaşadığı rahatsızlıklar arasında ortopedik ve dermatolojik problemler sayılıyor. Uzun süre ayakta kalmak kan dolaşımını azaltıyor Gün içerisinde 6-8 saat kadar ayakta kalmak, bacakların alt kısımlarında, özellikle ayaklarda yorgunluk oluşmasına yol açar. Bunun nedeni de vücutta hareket azaldıkça kan dolaşımının da azalmasıdır. Yavaşlayan kan dolaşımına vücut tepkime yaptığında ise bacakta ve ayakta şişmeler meydana gelebilir. Ayakta şekil bozukluğuna neden olan 7 etken Ayak tabanında şişme, su toplaması ve karıncalanma hissi oluşabilir Uzun saatler ayakta durarak çalışanlar, ayak sağlığı problemlerinden korunmak için gün içerisinde belli aralıklarla mutlaka oturmaya ve dinlenmeye özen göstermelidir. Çünkü 10 saat ve üzeri çalışanların, sürekli ayakta durmaları nedeniyle tüm vücut yükü bacaklara ve ayaklara biner. Bunun sonucunda ayak ve bacaklarda oluşan baskı ise ayak tabanında şişme başta olmak üzere, su toplaması gibi problemlerin oluşmasına neden olur. Bu kişiler gün içerisinde yeteri kadar dinlenmediğinde, ilerleyen süreçlerde varis problemleriyle karşılaşabilir. Ayakta çalışanlar, varis probleminin önüne geçebilmek için varis çorabı kullanabilir. Varis çorapları, varisleri tedavi etmese de bacakların dinlenmesine ve yeni varis oluşumun engellenmesine katkı sağlayabilir. Topuk dikeni nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi Kösele ayakkabıları unutun Sürekli ayakta durmak, varis dışında topuk dikeni sorununa da zemin hazırlayabilir. Çünkü topuğun taban yapısı özel bir yağ dokusu ile kaplıdır. Bu doku, vücudun mevcut yükünü taşıyabilmek için bölüm bölüm olacak şekilde topuk tabanında sıralıdır. Bu yağ dokusunun uzun süre ayakta kalmaya bağlı olarak aşınması, ayağın yük taşıma özelliğini kaybetmesine ve zamanla çeşitli ağrıların oluşmasına sebep olabilir. Nasır nedir, neden olur? Ayak nasırı belirtileri ve tedavisi Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için ise kösele tabanlı ayakkabılardan uzak durulmalı, aksine yumuşak tabanlı ayakkabılar giyilmelidir. Ayrıca sabahları yataktan kalktıktan sonra ayak tabanını esnetmeye faydalı olacak egzersizler yapılabilir. Ayakta ağrıyan bölgeler varsa, her gün 1-2 dakika kadar masaj yapılabilir. Uygun olmayan ayakkabı kullanımı nasırı tetikleyebilir Ortalama olarak 12 saatlik bir mesaisi bulunan kişiler nasır problemi yaşayabilir. Uzun ve yorucu çalışma saatleri, rahatlık şartlarına sahip olmayan yanlış ayakkabı seçimi ve sabit duruş nasırın oluşmasına yol açar. Nasır, ayak tabanında oluşabildiği gibi parmak aralarında da görülebilir. Ayakkabı seçerken görselliğe değil rahatlığa bakılmalı 10 saat ve üzeri sürelerde ayakta çalışan kişilerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunların başında ayakkabı seçimi gelir. Bu kişiler, ayakkabı satın alırken renk ve şekil özelliklerine değil ayak sağlığına özen göstermelidir. Ayrıca mesai sonunda ayaklar şişebildiği için, giyilecek ayakkabı günlük ayakkabılardan yarım veya 1 numara büyük olmalıdır. Satın alınan ayakkabı ise yalnız tek ayakta değil iki ayakta birden denenmelidir. Ortopedik özellik olmazsa olmaz Kış aylarının yaklaştığı şu günlerde bot ya da çizme alınacaksa tercih, elastik tabana sahip olan ortopedik modellerden yana kullanılmalıdır. Kış sonunda rafları alacak yazlık ayakkabılar ise yine ortopedik ve ayağın hava almasına olanak sağlayan türde olmalıdır. Ayakkabı seçimi sırasında plastik içerikli ayakkabılar ve deri babetlerden de uzak durulmalıdır. Çünkü bu türdeki ayakkabılar ayakların terlemesine ve mikropların oluşmasına yol açabilir. Çalışma şartları gereği topuklu ayakkabı giymek zorunda olanlar ise 5 cm’den yüksek olmayan ayakkabılar tercih etmelidir. Doğru ayakkabı seçimi nasıl olmalı? Ayak sağlığı için nelere dikkat etmeli? Ağrı sorununu silikon tabanlık çözebilir Gün içerisinde sürekli ayakta kalan kişilerin ayakkabı tabanına yerleştireceği silikon tabanlık, daha yumuşak bir basış elde edilmesine ve ayak tabanında oluşan ağrıların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Bu tabanlıklar ayrıca kişinin kemikli olan bölgelerinin korunmasına da yardımcı olur. Ödem oluşumuna karşı ılık ve tuzlu su Ayak sorunlarını en aza indirebilmek için birtakım bakım yöntemlerinin uygulanması gerekir. Gün sonunda ayakların yıkanması da bu yöntemlerin başında gelir. Fakat ayakları yıkarken kullanılan suyun ne çok soğuk ne de çok sıcak olmamasına dikkat edilmelidir. Ayaklar yıkandıktan sonra ise mutlaka bir havlu yardımıyla kurulanmalıdır. Ayakları ılık ve tuzlu içinde bekletmek ödem oluşumunu hafifletebilir. Terleme ve kokuyu pamuklu çorapla önleyebilirsiniz Uzun süre ayakkabı içinde kalan ayakları biraz olsun rahatlatabilmek için aynı ayakkabıyı iki gün üst üste giymemeye özen göstermek gerekir. Bu durum, ayaklarda oluşacak terleme ve kötü kokuları önlemeye yardımcı olabilir. Her bireyin ayak ve cilt yapısı farklılık gösterir. Bu nedenle bazı kişilerin ayaklarında aşırı terleme yaşanabilir. Bu terlemeleri engelleyebilmek için işe ilk önce ayaktaki bakteri miktarını azaltmakla başlanmalıdır. Bunun için de alüminyum içeren kremler kullanılabilir. Belli periyodlarla antiseptik içeren ilaçlarla ayakları yıkamak da kötü koku oluşumunu önleyebilir. Ayrıca kapalı ayakkabıların içine giyilecek çorapların muhakkak pamuktan üretilmiş olmasına dikkat etmek gerekir. Çünkü naylon çoraplar ayakların terlemesine ve ayakta kötü koku oluşmasına zemin hazırlar.
Fakat oturarak mesai geçirenler kadar sürekli ayakta kalarak çalışanlar da birçok ayak sağlığı sorunuyla karşılaşabiliyor. Siz de uzun saatler boyunca ayakta durarak çalıştığınız için ayaklarınızda çeşitli rahatsızlıklar yaşıyor musunuz? Peki, bazı ayak bakımı önerileriyle bu problemlerden kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz? Central Hospital?dan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hicran Ercan, ?Gün içerisinde 6-8 saat kadar ayakta kalmak, bacakların alt kısımlarında, özellikle ayaklarda yorgunluk oluşmasına yol açar. Yavaşlayan kan dolaşımına vücut tepkime yaptığında ise bacakta ve ayakta şişmeler meydana gelebilir.? diyor. Hostes, garson, AVM çalışanı, güvenlik görevlisi veya tezgahtar gibi mesleklere mensup olanlar, uzun süre ayakta çalışmaları nedeniyle bazı sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabiliyor. Bu problemlerin başında ise ayak sağlığı sorunları geliyor. Gün içinde sürekli ayakta kalarak çalışan kişilerin en fazla yaşadığı rahatsızlıklar arasında ortopedik ve dermatolojik problemler sayılıyor. Uzun süre ayakta kalmak kan dolaşımını azaltıyor Gün içerisinde 6-8 saat kadar ayakta kalmak, bacakların alt kısımlarında, özellikle ayaklarda yorgunluk oluşmasına yol açar. Bunun nedeni de vücutta hareket azaldıkça kan dolaşımının da azalmasıdır. Yavaşlayan kan dolaşımına vücut tepkime yaptığında ise bacakta ve ayakta şişmeler meydana gelebilir. Ayak tabanında şişme, su toplaması ve karıncalanma hissi oluşabilir Uzun saatler ayakta durarak çalışanlar, ayak sağlığı problemlerinden korunmak için gün içerisinde belli aralıklarla mutlaka oturmaya ve dinlenmeye özen göstermelidir. Çünkü 10 saat ve üzeri çalışanların, sürekli ayakta durmaları nedeniyle tüm vücut yükü bacaklara ve ayaklara biner. Bunun sonucunda ayak ve bacaklarda oluşan baskı ise ayak tabanında şişme başta olmak üzere, su toplaması ve karıncalanma hissi gibi problemlerin oluşmasına neden olur. Bu kişiler gün içerisinde yeteri kadar dinlenmediğinde, ilerleyen süreçlerde varis problemleriyle karşılaşabilir. Ayakta çalışanlar, varis probleminin önüne geçebilmek için varis çorabı kullanabilir. Varis çorapları, varisleri tedavi etmese de bacakların dinlenmesine ve yeni varis oluşumun engellenmesine katkı sağlayabilir. Kösele ayakkabıları unutun Sürekli ayakta durmak, varis dışında topuk dikeni sorununa da zemin hazırlayabilir. Çünkü topuğun taban yapısı özel bir yağ dokusu ile kaplıdır. Bu doku, vücudun mevcut yükünü taşıyabilmek için bölüm bölüm olacak şekilde topuk tabanında sıralıdır. Bu yağ dokusunun uzun süre ayakta kalmaya bağlı olarak aşınması, ayağın yük taşıma özelliğini kaybetmesine ve zamanla çeşitli ağrıların oluşmasına sebep olabilir. Bu gibi sorunlarla karşılaşmamak için ise kösele tabanlı ayakkabılardan uzak durulmalı, aksine yumuşak tabanlı ayakkabılar giyilmelidir. Ayrıca sabahları yataktan kalktıktan sonra ayak tabanını esnetmeye faydalı olacak egzersizler yapılabilir. Ayakta ağrıyan bölgeler varsa, her gün 1-2 dakika kadar masaj yapılabilir. Uygun olmayan ayakkabı kullanımı nasırı tetikleyebilir Ortalama olarak 12 saatlik bir mesaisi bulunan kişiler nasır problemi yaşayabilir. Uzun ve yorucu çalışma saatleri, rahatlık şartlarına sahip olmayan yanlış ayakkabı seçimi ve sabit duruş nasırın oluşmasına yol açar. Nasır, ayak tabanında oluşabildiği gibi parmak aralarında da görülebilir. Ayakkabı seçerken görselliğe değil rahatlığa bakılmalı 10 saat ve üzeri sürelerde ayakta çalışan kişilerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunların başında ayakkabı seçimi gelir. Bu kişiler, ayakkabı satın alırken renk ve şekil özelliklerine değil ayak sağlığına özen göstermelidir. Ayrıca mesai sonunda ayaklar şişebildiği için, giyilecek ayakkabı günlük ayakkabılardan yarım veya 1 numara büyük olmalıdır. Satın alınan ayakkabı ise yalnız tek ayakta değil iki ayakta birden denenmelidir. Ortopedik özellik olmazsa olmaz Kış aylarının yaklaştığı şu günlerde bot ya da çizme alınacaksa tercih, elastik tabana sahip olan ortopedik modellerden yana kullanılmalıdır. Kış sonunda rafları alacak yazlık ayakkabılar ise yine ortopedik ve ayağın hava almasına olanak sağlayan türde olmalıdır. Ayakkabı seçimi sırasında plastik içerikli ayakkabılar ve deri babetlerden de uzak durulmalıdır. Çünkü bu türdeki ayakkabılar ayakların terlemesine ve mikropların oluşmasına yol açabilir. Çalışma şartları gereği topuklu ayakkabı giymek zorunda olanlar ise 5 cm?den yüksek olmayan ayakkabılar tercih etmelidir. Ağrı sorununu silikon tabanlık çözebilir Gün içerisinde sürekli ayakta kalan kişilerin ayakkabı tabanına yerleştireceği silikon tabanlık, daha yumuşak bir basış elde edilmesine ve ayak tabanında oluşan ağrıların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Bu tabanlıklar ayrıca kişinin kemikli olan bölgelerinin korunmasına da yardımcı olur. Ödem oluşumuna karşı ılık ve tuzlu su Ayak sorunlarını en aza indirebilmek için birtakım bakım yöntemlerinin uygulanması gerekir. Gün sonunda ayakların yıkanması da bu yöntemlerin başında gelir. Fakat ayakları yıkarken kullanılan suyun ne çok soğuk ne de çok sıcak olmamasına dikkat edilmelidir. Ayaklar yıkandıktan sonra ise mutlaka bir havlu yardımıyla kurulanmalıdır. Ayakları ılık ve tuzlu içinde bekletmek ödem oluşumunu hafifletebilir. Terleme ve kokuyu pamuklu çorapla önleyebilirsiniz Uzun süre ayakkabı içinde kalan ayakları biraz olsun rahatlatabilmek için aynı ayakkabıyı iki gün üst üste giymemeye özen göstermek gerekir. Bu durum, ayaklarda oluşacak terleme ve kötü kokuları önlemeye yardımcı olabilir. Her bireyin ayak ve cilt yapısı farklılık gösterir. Bu nedenle bazı kişilerin ayaklarında aşırı terleme yaşanabilir. Bu terlemeleri engelleyebilmek için işe ilk önce ayaktaki bakteri miktarını azaltmakla başlanmalıdır. Bunun için de alüminyum içeren kremler kullanılabilir. Belli periyodlarla antiseptik içeren ilaçlarla ayakları yıkamak da kötü koku oluşumunu önleyebilir. Ayrıca kapalı ayakkabıların içine giyilecek çorapların muhakkak pamuktan üretilmiş olmasına dikkat etmek gerekir. Çünkü naylon çoraplar ayakların terlemesine ve ayakta kötü koku oluşmasına zemin hazırlar.
Tüm gün bir fabrikada, atölyede, kafede, restoranda yada herhangi bir hizmet sektöründe ayakta çalışıyor, makineler arasında dolaşıyor, masalara servis yapıyor yahut markette kasada bekliyorsanız eve gittiğinizde vücudunuzdaki ağrıları ve krampları nasıl önleyeceğinizi öğrenmek hayat konforunuz için çok yararlı olacaktır. Türkiye’de birçok kişi bütün gün ayakta durmalarını gerektiren işlerde çalışır. Ortalama 8 saat boyunca çalışan ve yarım saat mola kullanan çalışanlar için eve gittiklerinde eklem ağrıları sanki yaşlı emeklilerin eklem ağrıları gibi çalışanlara dönüşüyorlar! Genelde fabrika işçileri, perakende satış, sağlık sektörü çalışanları, doktorlar, hemşireler ve hastabakıcılar, imalat sektörü, eğitim sektörü sürekli ayakta çalışırlar. Eklemlerinize iğne batıyormuş gibi hissediyor ve az veya çok sürekli acı çekiyorsanız ve evde dinlenme zamanınızda size işkenceye dönüşmüşse bu rehber size yardımcı olacak! Toronto’daki uzmanlar iş yerinde uzun süre ayakta duran çalışanların kalp rahatsızlığı riskinin iki katı arttığını söylüyorlar. Ayakta durmak ayrıca kan dolaşımına ve ayak varislerini artırabilir, kas ve sırt ağrılarına yol açabilir ve omurilik hastalıklarına her an yakalanmanızı sağlayabilir. Daha açıklayıcı olarak sırt ve ayak, bel, boyun, omuz ve bacak sertliği ve ayak tabanlarında önlenemez şişlikler ile mücadele edeceksiniz. Sizin gibi mesailerinde ayakta kalan birçok çalışan için işinde uzman kanallardan ayaklarınız ve vücudunuzdaki ağrıları nasıl önleyeceğinizi öğrendi. Hareket, Hareket, Hareket Gün boyu ayakta kalmak kan dolaşımını etkilerken, vücuttaki kanın bel altı bölgenizde toparlanmasına neden olur. Kanın ayaklarınızda birikmesinin en temel nedeni yerçekimidir. Bu kan birikmesi bel altı eklemlerinde sertliğe ve ağrıya neden olur. Bununla ancak ayakta kaldığınız pozisyonu sıklıkla değiştirerek ve mümkünse ayaklarınızı sürekli yerden kaldırarak başa çıkabilirsiniz. Bunu yapabilmek için telefonunuza kısa aralıklarla sizin hareket etmenizi hızlandıracak alarmlar kurabilirsiniz. Aynı zamanda ayakta dururken ayaklarınızı dizlerinizden kırarak birkaç saniye beklemek de hayli işe yarayacaktır. Eşyalarınızla Rahat Hissedin Gün boyunca ayakta kaldığınızda vücudunuzdaki kanın yerçekimi nedeniyle ayaklarınızda birikmesinden bahsetmiştik. Mesleğinizden dolayı fazla ayakta kalmak ileride varis sorunlarına yol açabilir. Varis çorabı kullanmak, damarları sıkılaştırıp şişmesini önleyeceğinden ayakta çalışan insanlar için uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor. Varis çorapları ayaklardaki damarların şişmesini önler ve kan akışını düzenler. Böylelikle damarlarda kan birikmesini sınırlamış olur. Bu nedenle ayak ve bacaklarınızda daha az ağrı ve yorgunluk hissedersiniz. İş güvenlik ayakkabıları da kaliteli ve ortopedik yapıları ile çalışan sağlığını her yönden korumak için çalışırlar. Fakat ucuz ayakkabı seçimleri de bu kaliteyi etkileyecektir. Ayakkabıya daha fazla para harcamak ileride sağlık sorunlarına harcayacağınız miktarların yanında çok çok az bir masraf olacaktır. Uzun süre ayakta çalışıyorsanız gece ağrıyan ayaklarınız ve beliniz için en güzel hediye ortopedik, hava alan, kaliteli ve rahat hissettiren bir çift ayakkabıdır. Özellikle perakende satış ve kuyumcuda çalışıyor ve saatlerce ayakta bekliyorsanız stilettolarınızla pek rahat edeceğinizi söyleyemeyiz. Tezgah arkasında duran topuklu ayakkabı içindeki ayaklarınızın akşam sizin için acı kaynağı olmasını istemiyorsanız kalın tabanlı ayakkabılar seçmenizi tabanlı iş ayakkabıları ayak altınıza ve topuğunuza gerekli desteği vererek ağırlığınızı tüm tabanınıza yaymanızı sağlar. Böylelikle topuklarınıza ve parmak uçlarınıza verdiğiniz ağırlığı ayağınıza yaymış olur. Molalarda Ayaklarınızı Yukarı Kaldırın İş yerinizde uzun süre ayakta kalıyorsanız bir diğer önerimiz ise yerçekimine karşı ayaklarınızı yukarı kaldırmak. Mola süreleriniz az ve yetersiz olsa da kısa bir süreliğine de olsa ayakkabılarınızı çıkartıp ayaklarınızı havaya kaldırmak yahut bir duvara dayamak akşam yaşayacağınız ağrıları minimuma indirecektir. Duruş Her şeyden Önemli Tüm insanlık ister ayakta ister otururken olsun omuzlarını hep öne getirme eğilimindedir. Ancak omuriliği rahat ettirecek ve sizin eklem ağrılarınızı azaltacak en önemli duruş dik durmaktır. Göğüslerinizi dışarı çıkartın, omzunuzu geriye atın ve sırtınızı ve boynunuzu dik tutun. İşte gerçekten şu an harika özgüvenli ve sağlıklı görünüyorsunuz! İnternette birçok sitede ve Youtube videosunda nasıl dik durabileceğinize yönelik linkler paylaşılır. Aynı zamanda sizin gün içinde ne kadar dik konumda durduğunuzu ölçen ios ve android uygulamaları edinebilirsiniz. Böylece gün içinde kendinizi hangi aralıklarla düzgün bir duruş için kontrol edeceğinizi tasarlayabilirsiniz. Vücudunuzu Gerin Duvarda dik bir şekilde şınav pozisyonu alın. Ellerinizi omuz genişliğinizde açtıktan sonra kürek kemiklerinizi de hissederek düz duvarda dik olarak yavaşça şınav çekmeye diğer harekette de yavaşça belinizden kıvrılarak ayak parmaklarınıza değmeye çalışın. Dizlerinizi hafif kırmanız hareketi daha rahat yapmanızı sağlayacaktır. Önemli olan vücudunuzdaki gergin kaslarınızı hissetmek ve hareketi yavaş ve kontrollü olarak yapmaktır. Ayak parmaklarınıza ulaştığınızda vücudunuzun belinizden yukarısını serbest bıraktığınıza emin olun. Bu ilk planda zor olsa da birkaç denemeden sonra alışacağınıza eminiz. Ardından hafifçe doğrulabilirsiniz. En son boynunuzu ve başınızı kaldırın. Böylelikle gereksiz bir baş dönmesiyle karşılaşmayacağınızı biliyoruz. Evde Ayak Banyosu Son olarak evde ayaklarınızı tavana dikmeden önceki en büyük detay ayaklarınızı yıkamaktır. Önerilerimize rağmen hala rahat hissetmiyorsan mutlaka bir uzmana başvurmalısınız. Uzun süre ayakta kalmak vücudunuzda birçok hastalığı tetikleyebilir. Bundan haberiniz olması için sağlık kuruluşlarından ve hastanelerden yardım almanız en sağlıklı seçenek olacaktır. Bunun yanında çalışanların ayak ve bel sağlığı için işverenlerin de çalışanlar kadar görevleri vardır. Aynı kişilerin devamlı ayakta kalmasına neden olan çalışma koşulları çalışanların sadece verimini değil sağlık sorunları ile çalışma zamanlarının da kesintiye uğramasına neden olacaktır. Ayakta çalışma saatlerinin dönüşümlü olarak paylaşılması çalışan sağlığı için basit ama birçok iş güvenlik önleminden daha etkili zamanda yapılan araştırmalar sonucu bir iş için devamlı ayakta kalma süresi işverenin basit dokunuşlarıyla engellenebilir. Bedene ve ortopediyi önemseyen bir sandalye veya koltuk bir çalışan verilebilecek en basit ama en önemli çalışma ekipmanı olabilir.
Topuk ağrıları genellikle 40 yaş üstünde, fazla kilolu, uzun süre ayakta durmayı gerektiren işte çalışanlar, düz taban, çıplak ayak ile sert ve soğuk zeminde yürüyenler, ince tabanlı uygun olmayan ayakkabı giyenler ve kadınlarda daha sık gözlenmektedir“ dedi. Her üç kişiden birini etkileyen topuk ağrısı ihmal edilir ve erken dönemde tedavi edilmez ise ağrı kronikleşebilir ve topuk altındaki esnek bandın iltihabı topuk kemiğinde sivrileşmeye yani topuk dikenine dönüşerek tedavisi zor bir süreç haline gelebilir. Medicana Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Çapar topuk ağrıları ve ayak tabanındaki iltihaplanmalar hakkında bilgilendirdi. Dr. Çapar, “Topuk ağrıları genellikle 40 yaş üstünde, fazla kilolu, uzun süre ayakta durmayı gerektiren işte çalışanlar, düz taban, çıplak ayak ile sert ve soğuk zeminde yürüyenler, ince tabanlı uygun olmayan ayakkabı giyenler ve kadınlarda daha sık gözlenmektedir“ dedi. Dinmeyen topuk ağrıları tedavi edilmezse topuk dikenine çevirebiliyor" Topuk ağrıları içerisinde en sık karşılaştığımız topuk dikeninin, erişkinlerdeki topuk ağrısının yaygın nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Dr. Ahmet Çapar, “Ayak tabanındaki bant ayağı destekler ve yürümeye yardımcı olur. Eğer bu ayak tabanında bulunan bantlar esnekliğini kaybeder ise tüm vücut ağırlığı topuklar üzerine biner. Bu durumda ayağa çok fazla baskı yapıldığında bağlar yıpranır ve iltihaplanarak sertleşir. Plantar Fasiit sendromu olarak adlandırılan bu durum sonrasında yıpranan ve sertleşen bağlar topukta dikensi bir çıkıntı görüntüsü oluşturursa buna da topuk dikeni denir. Aşırı yüklenme, uzun süre ayakta durma ya da koşma gibi nedenler topuk kemiğine yapışan bantta yırtık oluşumuna neden olmaktadır“ şeklinde konuştu. "Plantar Fasiit tanısı koyulan hastalar yalın ayak yürümemeli" Dr. Çapar, “Topuk dikeninde, hastaların çoğunda uzun süre oturduktan ya da sabah kalktıktan sonra topuk ağrısı ve gerginlik görülür. Yürümekle topuk ağrısı azalır ama eğer hasta uzun süre yürümeye veya ayakta kalmaya devam ederse günün sonunda ağrısı artış gösterebilir. Eğer topuk dikeni ya da plantar fasiit tanısı konmuşsa evde mümkün olduğunca ayağın üzerine basmamak ve şişliği azaltmak için günde üç ila dört kez 15 ila 20 dakika buz uygulamak ağrıların azalmasına yardımcı olacaktır. Yalın ayak yürüme önlenmelidir, ayakkabısız yüründüğünde topuk üstünde aşırı yüklenme ve gerginlik oluşur. Ayakkabılar içerisinde topuğu destekleyen tabanlık kullanmak topuğa binen yükü azaltır. Kullanılan ilaç tedavisi ve buz uygulaması ağrıyı rahatlatmazsa, fizik tedavi topuk dikeni için tedavinin önemli bir kısmıdır“ dedi. "Fizik tedavi ile iyileşme sürecini hızlandırabilirsiniz" Topuk bandının iltihabı kendi kendini sınırlayan bir durum olup 1 yıl içinde iyileşmekte. Ancak ilaç tedavisi ve fizik tedavi yöntemleri ile hastaların yüzde 90ı çok daha kısa süre içerisinde iyileşebilir. Dr. Çapar, “ Fizik tedavi yöntemlerinden; topuk dikeni kırma olarak bilinen şok dalga tedavisiyle de başarılı sonuçlar alınabilmekte. Bir hastanın ağrısı tüm tedavi uygulamalarına rağmen 6 ay ya da daha uzun sürerse iğne ile topuk bölgesindeki iltihabın ve hasarlanmanın tedavi edilmesi gerekebilir. İğne tedavisi topuk bandının hasarlı kısmına doğrudan bir kortizon enjeksiyonu, proloterapi iyileşmeyi uyarıcı tedavi ve PRP Platelet Rich Plasma enjeksiyonu olarak yapılabilir . Kortizon enjeksiyonları ağrıyı kısa süre içerisinde azaltma etkilerine sahiptir, ancak uzun dönemde topuk bandını zayıflatıp burada yırtığa neden olabilir“ şeklinde bilgilendirdi. "Prp ve Proloterapi tedavisi ile daha kalıcı sonuçlar alınıyor" Dr. Çapar, “Son zamanlarda daha yaygın olarak kullanılan, ağrıya neden olan hasarlı bölgenin tamir edilmesini, iyileşmesini ve eski haline gelmesini sağlayan PRP ve Proloterapi uygulamaları ile kalıcı sonuçlar alınabilmektedir. PRP yönteminde ilaç hastanın kanından hazırlandığından doğal bir tedavi yöntemidir. PRP sıvısının içerdiği yüksek orandaki iyileştirme özelliğine sahip hücreler zedelenmenin olduğu topuk bandı ve topuk dikeni bölgesindeki hücreleri harekete geçirerek o bölgedeki iyileşmeyi hızlandırır. Topuk dikeni rahatsızlığının ana nedeni topuk bandında oluşan gerginlik ve zedelenme olduğu için bu bandın tamir edilmesi ve eski durumuna getirilmesi kalıcı bir sonuç verecektir“ diye konuştu. PRP ve Proloterapi ile sadece ağrının değil ağrıya neden olan durumun da tedavi edildiğinin altını çizen Dr. Çapar sözlerine şöyle devam etti “Proloterapi ile bandın yapışma yeri olan topuk bölgesine, ayak parmaklarının bulunduğu bölgeye uygulanan dekstroz tıbbi şekerli su enjeksiyonlarıyla bu bölgede kanlanma artmakta, bandın iyileşmesini ve onarımını sağlayan hücreler bu bölgeye göç ederek buradaki hasarlanmış bağların tamiri sağlanmaktadır. Ayak tabanındaki bant eski gücüne ve esnekliğine kavuştuğunda ise ağrı da kendiliğinden kaybolmaktadır. Yani PRP ve Proloterapi ile sadece ağrı değil ağrıya neden olan durum tedavi edildiği için kalıcı bir tedavi sağlanabilmektedir." "Topuk ağrısı kronikleşmeden tedavi edilmeli" Çoğu kişide ağrıyı gidermek için ameliyat gerekmiyor, ancak tedavi bazı hastalarda aylarca sürebiliyor. Dr. Çapar, “Topuk bandının iltihap durumu dikkate alınmazsa kronik topuk ağrısı gelişebilir. Bu yürüme şeklinizi değiştirebilir, bacaklarınız, dizleriniz, kalçalarınız ve belinizde ağrılara yol açabilir. Topuk bandının tedavisinde başarılı olmak için; sabırlı ve istikrarlı olmanız ve erken dönemde tedaviye başlamanız gerekir. Ağrıyı görmezlikten gelerek geçeceğini düşünmeyin. Tedaviye başlamak için ne kadar beklerseniz ayağınızdaki ağrının geçmesi o kadar zaman alır. İyileşme süreci birkaç ay ile bir yıl arasında bir süre alır; fakat tedaviye başladıktan sonra haftalar içerisinde ağrınız azalmaya başlar“ dedi. Son Dakika Sağlık Haberleri için aşağı kaydırın
1 6 Kadınlarda, erkeklere oranla 4 kat fazla Varis; fazla kilolu, uzun süre ayakta kalan ya da oturarak çalışan bireylerin yaşadığı önemli sağlık sorunları arasında ilk sıralarda yer alıyor. Kadınlarda, erkeklere oranla 4 kat fazla görülen varis, genellikle vücudun en fazla basınç altında kalan bölgesi olan bacakların alt kısımlarında oluşuyor. Gece uyurken bacaklarda kramplara, kaşıntılara ve şişliklere neden olan varis problemine karşı kişisel önlemler alınması ve vakit kaybedilmeden tedavi yoluna gidilmesi büyük önem taşıyor. Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Kar, varisin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 2 6 Günde 4 saatten uzun süre ayakta kalıyorsanız dikkat! Toplardamarların genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hal alması olarak tanımlanan varis, 4 saatten fazla ayakta kalanlarda 3 kat daha fazla oluşur. Varis; gebelik, obezite, duruş bozuklukları, kabızlık, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri gibi çeşitli nedenlerle de ortaya çıkabilmektedir. Kalıtım, riskli yaşam tarzı ve sigara kullanımı önde gelen risk faktörleri olarak gösterilmektedir. Ailesinde varis öyküsü olan kişilerde bu hastalığın görülme riski 4 kat fazladır. 3 6 Obezite şikayetleri artırıyor Varisin en yaygın belirtileri; bacaklarının görüntüsünün bozulması, uzun süre ayakta durunca ortaya çıkan bacak ağrısı ve bacaklarda ağırlaşma hissidir. Uzun süren bacak varislerinde kronik ayak bileği şişliği ve bacak ülserleri de gelişebilir. Uzun süre ayakta durma veya obezite tüm bacak varislerinin etkilerinin daha da artmasına neden olur. 4 6 Varisiniz varsa… Ağrı ve dolgunluk hissiKaşıntıAyak bileğinde şişmeGece kramplarıKanamalarCilt değişiklikleri ve açık yaralar meydana edilmezse tekrarlayabiliyor Varis tedavisinde amaç, şikayetleri azaltmak ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Hastalık genellikle iyi huylu seyir gösterdiğinden hastaların çoğu ameliyat edilmez. Büyük varisleri olan hastalarda, kanama veya bacak ülseri gibi durumlar gelişirse, cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır. Varise neden olan etkenler ortadan kaldırılmadıkça belli bir süre sonra hastalık tekrarlayabilir. 5 6 Varisten korunmak için; Bol bol hareket edin. Yürüme, yüzme, bisiklet, gibi sürekliliği olan hareketleri tercih edin. Yaz aylarında uzun süreli güneş banyolarından saatten daha uzun süre oturmayın ya da ayakta kalmayın. Gün içerisinde birkaç kez bacakları yüksekte tutmak A harfi yapacak gibi topukları uzaklaştırıp, başparmakları birleştirin. Topukları birleştirip parmakları uzaklaştırarak V harfi yapın. Topuklarınız yerde kalsın, ayaklarınızın ön kısmını yukarı kaldırın. Sonra ayaklarınızın önü yerle temastayken topuklarınızı yukarı kaldırın. Hareketlerin hepsini 10’ar kez suyla bacaklara duş yapın. Cilde uygulanan soğuk su kanın kalbe dönüşünü giysileri tercih yüksekliği 5 cm’den fazla olan ayakkabıları dikkat edin, günde en az iki litre sıvı tüketin ve sigara önerisi olmadan varis çorabı kullanmayın ancak tavsiye edildiyse düzenli giymeye özen gösterin. 6 6 Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Mustafa Kar
sürekli ayakta çalışanlar için ayakkabı