testis ile makat arası damar

Site De Rencontre Gratuite Pour Homme. Prostat kanseri olan bir hasta tedaviye başlamak için üroloji uzmanına başvurur. Üroloji uzmanı hastanın tedavisini radyoloji uzmanı ve medikal onkoloji uzmanı, radyoloji uzmanı ve nükleer tıp uzmanının olduğu bir üro-onkoloji konseyinde tartışır. Üro-onkoloji konsey kararı hastaya önerilir. Prostat kanseri hakkında detaylı bilgi için ilgili yazımızı okuyabilirsiniz. >> Prostat kanserli hastanın tedavisine karar verirken bazı parametreler göz önüne alınır. Hastanın genel sağlık durumu nasıl Prostat kanserinin agresiflik derecesi nasıl? Prostat kanseri prostatın içinde mi? Yoksa dışına yayılmış mı? Uzak noktalara metastaz var mı? A- Kanser prostatın içindeyse Bu aşamadaki prostat kanseri “lokalize prostat kanseri” adını alır. Kanser agresifliğine, prostat içindeki yerine, hastanın yaşına ve tedaviye uyumuna göre aşağıdaki tedavi seçeneklerinden birine karar verilir. Aktif izlem Genç ve cinsel olarak hastalara önerilebilir. Hastanın prostat kanseri Gleason skor 3+3=6 dediğimiz tipte ve kanser yoğunluğu az olmalıdır. HIFU Yoğunlaştırılmış ultrason dalgalarının prostat içindeki kanserli alanlara odaklanması temelinde bir tedavidir. Prostat kanserinin fokal tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Altta yatan mantık; tüm prostatı tedavi edeceğimize, sadece prostatın içindeki kanserli alanları tedavi edelim düşüncesidir. Öte yandan prostat kanseri çok odaklı bir kanserdir ve güncel görüntüleme yöntemleriyle prostatın içindeki kanserli alanları %50-70 oranında belirleyebilmekteyiz. Ameliyatsız tedavi seçeneği olan HIFU tekniği için >> Cerrahi Cerrahi ile kanserli olan prostatın çıkarılması ameliyatına “radikal prostatektomi” adı verilir. Açık, laparoskopik ve robotik cerrahi ile yapılabilir. Robotik cerrahi ameliyatta kanama ve ameliyat sonrası idrar kaçırma açısından diğer yöntemlere üstünlük göstermektedir. Radikal prostatektomi hakkında detaylı bilgi için ilgili içeriğimizi inceleyin. >> Radyoterapi Radyoaktif ışınlar iler prostatı vücut dışından yakma işlemidir. Konformal radyoterapi ve IMRT teknikleri ile radyoterapi daha düşük yan etki oranları ile yapılabilmektedir. 10 yıllık kanseri tedavi etme sonuçları cerrahi ile benzerdir. Hastanın daha uzun yaşaması durumunda cerrahi tedavinin kanser kontrolündeki ortaya çıkmaktadır. Radyoterapi yapılan hastalarda yan etkiler cerrahiye göre daha geç dönemde ortaya çıkar. Ameliyat olan prostat kanserli kişiler ile radyoterapi alan kişiler 4 yıl sonra karşılaştırıldığında; hastaların idrar kaçırması, sertleşme bozukluğu açısından fark olmadığı gözlenmiştir. Radyoterapi alan insanlarda yan etkiler günden güne artar. B- Kanser prostatın dışına çıkmış, ama uzak yerlere metastaz yapmamışsa Bu aşamadaki prostat kanseri “lokal ileri prostat kanseri” adını alır. Bu evredeki hastalara iki tip yaklaşımda bulunulur. Genç hastalara daha çok cerrahi tedavi ve sonrasında radyoterapi tercih edilirken; yaşlı hastalara veya <10 yıl yaşam beklentisi olan hastalara hormon tedavisi verildikten sonra yüksek doz Radyoterapi uygulanır. Hormon tedavisi + Radyoterapi Hastaya 2-3 ay hormon tedavisi uygulanır. Bu tedavi ile prostat kanserli dokular ufalır ve radyoterapiye daha duyarlı hale gelir. Sonrasında hastaya 78 Gy Radyoterapi verilir. Hasta hormon tedavisi altındayken cinsel isteği olmaz ve iktidarsızlık gelişir. Hormon tedavisi en az 2 sene devam eder. Cerrahi + Radyoterapi Hastaya öncelikle olarak prostat kanseri ameliyatı yapılır. Prostat kanseri prostat dışına çıktığı için, bu hastalara sinir koruyucu ameliyat yapılmaz. Prostat bezinin etrafındaki lenf bezlerinin en geniş olacak şekilde çıkartılması gerekir. Hastalarda ameliyat sonrası iktidarsızlık gelişir. Ameliyat sonrası PSA düzeylerinde artma olursa veya geride kanser dokusu kalırsa, hastaya ameliyat sonrası ek radyoterapi uygulanır. C- Kanser uzak yerlere metastaz yapmışsa Bu aşamadaki prostat kanseri “metastatik prostat kanseri” adını alır. Metastatik prostat kanserinde amaç erkeklik hormonu testosteron üretiminin durdurulmasıdır. Bu işleme kastrasyon denir. Erkeklik hormonunun salınımını engellemek için hastalara 3-6 aylık iğneler yapılabilir veya hastaların yumurtalıkları alınabilir. Son yıllarda oligometastatik prostat kanseri adı verilen bir tanım gelişti. Prostat içindeki kanser kemiklerde en fazla 3 noktaya metastaz yapmışsa, prostatı cerrahi ile çıkarıp, kemikteki metastaz alanlarının radyoterapi ile tedavisini öneren yeni bir yaklaşım popülarize olmuştur. Çok yaygın metastazları olan prostat kanserli hastalara hastanın genel durumu da uygunsa kemoterapi ve hormon tedavisi birlikte başlanması önerilmektedir. Cerrahi + Radyoterapi Oligometastatik hastalık Cerrahi Yumurtalıkların alınması Hormon tedavisi Medikal kastrasyon tedavisi Hormon tedavisi + Kemoterapi Metastatik Prostat Kanserinde Yeni Tedaviler 1- Yeni hormon Tedavileri İlaç endüstrisinin ARGE leri sayesinde son yıllarda prostat kanserinde yaşamı uzattığı gösterilen birçok yeni tedavi ortaya çıktı. İlk başlarda tüm tedavileri almış, elde başka tedavi kalmadığında hastalara uygulanan bu tedaviler; ömrü uzatmadaki etkileri kanıtlanınca metastatik prostat kanserinin ön tedavilerinde yer almaya başladı. Abireteron Son yıllarda, batı dünyasında metastatik prostat kanserinin tedavisinde hormon tedavileriyle birlikte rutin olarak başlanmaktadır. Abireteron başlayan hastaların steroid hormonları kullanması gerekmektedir. Enzalutamid Birinci basamak hormon tedavisine direnç geliştiğinde kullanımı önerilen, erkeklik hormonunun dokularda etki göstermesini önleyen bir ilaçtır. 2- Nükleer Tıp Tedavileri Bu tip tedaviler radyoaktif atom tedavileridir. Hastalara PSMA PET çekildiğinde, prostat kanserli alanlar %70-80 oranında gözlenir. Bu tedavilerde PSMA molekülüne gittiği noktaları yok eden atomlar bağlanır. Prostat kanserli dokular PSMA yı tuttuğunda radyoaktif atomlarda prostat kanserli dokulara bağlanır ve tümörlü dokular tedavi edilir. Lutesyum Tedavisi Lutesyum atomları ile yapılan bir tedavidir. Şu an birçok nükleer tıp merkezinde bu tedavi yapılmaktadır. Bu tedavi sonrası böbrek fonksiyonları her sene 1/30 oranında etkilenir. Aktinyum Tedavisi Lutesyum atomlarına göre çok daha etkili bir tedavidir. Sadece çok sınırlı merkezde yapılır, sigortalar tarafından karşılanmaz. 3 seans yapılır ve her seansı yaklaşık 7500 dolardır. Son çare tedavi olarak birçok hastanın yaşam süresini uzatmıştır. Prostat Kanseri Ameliyatı Prostat kanseri ameliyatı prostat kanserinde en çok uygulanan cerrahi yöntemdir. Hekim prostatı, prostatın etrafındaki V. Seminalis adı verilen salgı bezlerini alır, yumurtalıktan gelen sperm kanallarını bağlar. Bazı vakalarda hekim sinir koruyucu yöntemle ameliyatı uygun görebilir. Bu tarz cerrahide ereksiyonu erkek cinsel organının cinsel birleşmeye uygun hale gelmiş olması sağlayan sinirler korunabilir. Prostat kanseri için ana ameliyat tipi radikal prostatektomidir. Bu operasyonda cerrah, tüm prostat bezini ve seminal veziküller de dahil olmak üzere çevresindeki bazı dokuları çıkarır. Peki bu prostat ameliyatı türleri nasıl olur? Prostat dokusu vücudun en derin yerinde olan, etrafı prostata yapışık olacak şekilde idrar tutma kasları ve ereksiyonu sağlayan damar ve sinirlerle çevrelenmiş bir organdır. Ayrıca prostatın etrafı yaygın bir damar yumağı ile kaplıdır. Bu yüzden, prostat kanseri ameliyatında aşağıdaki riskler vardır. Kanama riski Ameliyat sonrası idrar kaçırma riski Ameliyat sonrası ereksiyon kaybı riski İdrar kanallarının tekrar birbirine bağlandığı yerde darlık riski Prostat kanseri tedavisinde prostatı çıkarmak için iki farklı yolla yaklaşım yapılabilir. Karından Retropubik radikal prostatektomi Perine bölgesinden yani yumurtalıklar ile makat arası bölgeden Perineal radikal prostatektomi Sonuçlar açısından her iki yöntemin birbirine üstünlüğü yoktur. Sadece perineal yolla yapılan ameliyatlarda etkili bir lenf nodu diseksiyonu yapılamaz. Bu yüzden geniş lenf nodu diseksiyonu gerektiren agresif prostat kanserlerinde karından yaklaşmak daha uygunudur. 100 gramın üstü yani büyük prostatlarda perineal yaklaşım uygun olmaz. Prostatı çıkarmak için 3 farklı cerrahi teknik kullanılır. Açık cerrahi ile radikal prostatektomi Vücuda yaklaşık 15-20 cm kesi yapılarak prostat ve çevre dokuların çıkarıldığı bir ameliyattır. Bu ameliyatlarda hastanın hayatını tehdit edebilecek ciddi kanamalar ve komplikasyonlar ortaya çıkar. Laparaskopik cerrahi ile radikal prostatektomi Karına 5 mm ile 1 cm çapında 5 adet tüp yerleştirilir. Karın şişirildikten sonra kamera ve düz aletler kullanılarak prostat ve lenf düğümleri çıkartılır. Ameliyatta düz, kıvrılamayan aletler kullanıldığı için ameliyatı optimal bir şekilde yapmak oldukça zordur. Robotik cerrahi ile radikal prostatektomi Karına 5 adet tüp yerleştirilip, karın şişirildikten sonra robotik sistem, karına yerleştirilen tüplere bağlanır. Cerrah robotik sistemi kullanarak ameliyatı yapar. Prostat kanseri tedavisindeki cerrahi yöntemler arasındaki farkları anlamak için Robotik Radikal Prostatektomi ve Laparoskopik Cerrahi videomuzu izleyebilirsiniz. Pelvik lenfadenektomi Radikal Prostatektomi sırasında rutin olarak yapılmamaktadır. Agresif prostat kanserlerinde lenf nodlarına yayılım ihtimali Briganti nomogramları ile hesaplanır. Yüksek riskli hastalarda pelvik bölgedeki lenf düğümleri çıkartılıp kanserin yayılımını belirlemek amacıyla incelemeye tabi tutulurlar. Prostat kanserinde açık cerrahi, laparoskopik cerrahi ve robotik cerrahi karşılaştırılması Açık Cerrahi Laparoskopik Cerrahi Robotik cerrahi Kanserden temizlenme oranı %80-85 %85 %85-90 İdrar kaçırma kalıcı %15 %15 %7 İdrar kaçırma sondadan sonra ilk hafta %90 %80 %65 İdrar kaçırma sondadan sonra ilk ay %50 %40 %20 Sertleşmenin korunması %40-50 %35-40 %65-75 Ameliyatta kanama 800 - 1000 cc 200 cc 50 - 100 cc Ameliyat sonrası ağrı Yüksek Düşük-Orta Düşük Hastanede kalış 4 gün 2-3 gün 1-2 gün Sonda çekilme süresi 14 gün 10 gün 6 gün İşe dönüş süresi 1 ay 20 gün 15 gün Anastomoz darlığı %3-4 %1-2 %0 Kanser Tedavisinde Açık Prostat Ameliyatı Açık prostat ameliyatı, geleneksel bir “açık” cerrahi prosedürdür. Cerrah prostat bezine standart bir cerrahi kesi yoluyla erişir. Çoğu hasta için kesi 15-20 cm uzunluğundadır. Açık cerrahi ile radikal prostatektomi için ameliyat süresi ortalama 2 ila 3 saattir. Yapan cerrahın tecrübesine göre bu süre kısalabilir veya çok daha uzayabilir. Açık prostatektomide hastanın hastanede kalış süresi 4-5 gündür. Hastaların yaklaşık yüzde 85'i idrar kontrolüne kavuşur ve yarısından azı cinsel gücü korur. Robotik cerrahinin avantajlarının kanıtlanmasıyla birlikte, açık cerrahinin prostat kanseri tedavisindeki yeri giderek azalmıştır. ABD’de ve gelişmiş ülkelerde prostat kanseri ameliyatlarının %99’u robotik cerrahi ile yapılmaktadır. Tedavi Sonrası İyileşme Süreci Nasıldır? Cerrahi sonrası iyileşme her hastada yapılan cerrahi tekniğin türüne göre farklılık göstermektedir. Operasyon sonrası ilk birkaç gün ağrı nedeniyle hastanın ağrı kesici ilaç ihtiyacı olabilir. Operasyon sonrası üretranın iyileşmesi zaman alır. Mesaneden üretraya idrar geçişini sağlamak için bir idrar sondası takılır. Sonda 5 gün ila 21 gün arasında hastaya takılı kalır. Prostat çıkarıldıktan sonra üretra ile mesane arasındaki en güzel tamir robotik cerrahi ile yapıldığı için, robotik cerrahi yapılan hastalarda sonda ortalama 6 gün sonra çekilir. Açık cerrahi sonrası sonda çekimi ortalama 14 gün sonra yapılır. Operasyon sonrası ilk üç ay idrar kaçırma problemi yaşanabilir ancak mesane kontrolü daha sonra yeniden kazanılır. Bazı hastalarda kalıcı impotans iktidarsızlık olabilir ve tedavisi için bazı ilaçlara ihtiyaç duyulabilir. Prostat alındığı için meni üretilemez ve hasta çocuk sahibi olamaz. Hastalar cerrahi öncesi hangi yöntemin kendileri için uygun olacağını ve yan etkilerini sorabilirler. Sinirlere çok yakın büyük bir tümör mevcut ise sinir koruyucu yöntem uygulanamaz. Aksi takdirde geride prostat kanserli dokular kalır. Her cerrahi yöntemin kendine özgü fayda ve riskleri vardır. Her sabah düzenli olarak mutlaka tuvalet ihtiyacımı karşılarım. Herhangi bir muayene ya da tedavi görmedim ama çok uzun zamandır iç hemoroid belirtilerim var. Ama düzenli tuvalet alışkanlığım olması, kabızlık sorunum olmaması, tuvalet ihtiyacımı giderirken zorlamamam ve ıkınmamamdan dolayı sorun yaşamıyordum. İki gün önce 24 saatlik nöbetten sonra sabah eve geldiğimde ilk olarak büyük tuvaletim için klozete oturdum. Nöbet boyunca yiyip içtiklerimden dolayı olsa gerek miğdemde şişlik ve gaz vardı, daha klozete oturur oturmaz sanki ishal olmuşum ve çok sıkışmışım gibi basınçla tuvaletimi yaptım. bu esnada makatımda sanki yanma oldu gibi hissettim. Haliyle hemoroid sorunumun ilerlediğini ve dışa çıktığını düşündüm. Temizlenirken acı da duyuyordum. Daha sonra kontrol ettiğimde hemoroid gibi bir şişkinlik olduğunu gördüm. Ama sorun şu ki bu şişlik makatımda değil. Makattan testislere doğru 1-1,5 cm. dışta. Ayrıca bu küçük şişliğin devamında testislere doğru uzanan sert bir şişlik var. Bu şişlik ve sertlik sanki kas gibi gergin ve oturup kalkarken acıya yol açıyor. Tatil olması sebebi ile acilde branş doktoru bulamam düşüncesiyle pazartesi gününü bekliyorum. internetten ne olabileceğini araştırırken belirttiğim bölgede prostadın olduğu gördüm ama ihtimal vermedim. Çünkü prostat rahatsızlığıyla ilgili hiç belirtim yok. Aynı şekilde fıtık olabilir mi düşüncesine kapıldım ama o bölgede fıtık olabildiğine dair bir şey bulamadım. İnternette bunlara bakarken online doktoru gördüm ve sormak istedim. Mümkün olduğunca detaylı anlatmaya çalıştım. Şimdiden teşekkür ediyorum. Ayrıca bunun için ürolojiye mi yoksa genel cerrahiye mi gitmem gerekir? Makat Çatlağı Makat çatlağı yani anal fissür hastalığı akut ve kronik olmak üzere iki farklı şekilde görülür. Anal fissür probleminin ortaya çıktığı ilk 15-20 günlük süreç akut dönemdir. Bu süre içerisinde makat çatlağının oluşumuna yol açan sebepler giderilirse ve önlem alınırsa tedavi olmadan kendi kendine iyileşebilir. Ancak herhangi bir önlem alınmaz, nasılsa geçer diye beklenirse kronik döneme geçilerek çok daha zorlu bir dönem başlangıç gösterir. Makat Çatlağı Basur İle Karıştırılmamalı Anal fissür ile karşılaşan insanların bir çoğu çevreden ya da internet ortamından öğrendikleri bilgiler ile basur yani hemoroid olduklarını düşünür. Hemoroid kısa vadede çok fazla şikayete neden olan bir hastalık değildir. Ancak oluşumunda rol oynayan faktörlere çözüm üretilmezse ilerleme göstererek çok fazla şikayete neden olmaktadır. Buna istinaden anal fissür problemiyle karşı karşıya kalan insanlar hemoroid olduklarını düşünerek, ev ortamında buna karşı çözüm bulmaya yaratırlar. Ya da hastalığın oluştuğu bölgeden kaynaklı utanarak doktora başvurmazlar. Hal böyle olunca akut dönemden kronik döneme geçiş yapılır. Kronik Anal Fissür Kendiliğinden Geçmeyebilir Anal fissür az önce de belirttiğimiz gibi başlangıç safhalarında alınacak önlem ve kullanılacak merhemlerle pratik ve kolay bir şekilde düzelebilir. Ancak hastaların bu problemin makat çatlağı olduğunu bilmesi ve hemoroid gibi hastalıklarla karıştırmaması önemlidir. Makat çatlağı problemine karşı anuflex isminde ki merhem tercih edilebilir. Bu merhem akut dönemde ki anal fissür problemlerine karşı oldukça etkilidir. Cerrahi yöntemlerle tedavi olmadan önce denenebilir. Bunun dışında kasılan kasların gevşemesi için sıcak su oturma banyosu da cerrahlar tarafından sık yapılan tavsiyelerden biridir. Sıcak su oturma banyosu ve merhem kullanımı ile herhangi bir iyileşme gözlemlenmiyor ise cerrahi yollarla müdahale edilmesi gerekmektedir. Makat Çatlağı Tedavisi Çok Kolay Anal fissür tedavisi günümüzde oldukça kolay ve pratik yapılan bir işlemdir. Herhangi bir kesi, dikiş, pansuman ya da hastanede yatış gibi dezavantajlar olmaksızın botulinum enjeksiyonu ile 3 dakika kadar kısa bir sürede tedavi gerçekleştirilebilir. Botulinum toksini ismi verilen özel bir ilaç kasılan makat kaslarına enjekte edilir ve böylece bu kasların gevşetilmesi sağlanır. Tedaviden bir kaç gün sonra kişi iyileştiğini hisseder. Bu dönem içerisinde ve sonrasında kabız kalmamaya özen gösterilmelidir. Bol su içerek, beslenme düzenini sağlayarak ve bol lifli gıdalar tüketerek kabızlığa çözüm bulunabilir. Sülük Tedavisi - Dr Aidin Salih Gerçek Tıp Kitabı Sülük Terapisi Nehir, göl ve ırmaklarda yaşayan, Allah tarafından insan ve hayvanların toplar damarlarını temizlemekle görevlendirilen sülükler, eski çağlardan beri tedavi için kullanılır. İnsanları ve hayvanları tutan sülükler yaklaşık 105 enzim ve bioaktif madde salgılar. Bu aktif maddelerin etkisiyle damarlardaki tıkanıklık ve dokulardaki birikintiler erir, kan sulanır, kan dolaşımı düzelir, kan basıncı normale döner, zararlı mikroorganizmaların üremesi ve iltihaplanma durur, ağrılar azalır, bağışıklık sistemi uyarılır. Bu maddelerin psikolojiyi ve enerji dengesizliğini düzeltmede de büyük etkisi vardır. Bu sebeple eskiden beri sülükler nazar ve büyü tedavisinde de kullanılır. Sülükler 3-6 ayda bir defa beslenirler. Emdikleri kanı, içindeki mikroplarla birlikte tamamen hazmederler. Onun için hastalık bulaştırma riski yoktur. Geçmeyen yara, egzama, uyuz, sedef, vitiligo, mantar, yılancık gibi her türlü cilt hastalığında, ameliyat sonrası yara izi, çürük, morluk ve çillerde sülük kullanılabilir. Damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluğundan kaynaklanan varis ve basur gibi rahatsızlıklar; tiroid, hipofiz, yumurtalık, testis, prostat; rahim, kalp, karaciğer, dalak, akciğer, göz ve kulak hastalıkları; MS, alzheimer, parkinson; fıtık, ateşli şişlikler, çıban, kangren gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır. Yüz, kafa, boyun, sırt, bel, makat, rahim ağzı, kuyruk sokumu gibi her bölgeye uygulanabilir. Sülükler düştükten sonra sülüklerin tuttuğu her noktaya mümkünse birkaç defa kupa kapatılıp iyice vakumlanır. Uygulama Bölgeleri Göz travması sonrası göz tansiyonu; göz damarlarında kanama, gözyaşı kanalında tıkanma, arpacık, katarakt başlangıcı için göze yakın bölgelere, örneğin şakaklara, iki taraftan gözün yanlarına, alt veya üst göz kapağına, çene altına. Beyinde damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluğu; Sara, MS, Alzheimer, Parkinson ve dişeti hastalıkları için dişetleri, burun delikleri, kafa arkası, kafanın iki yanı, kulaklar arkası, ense çukuru altı ve çene altına. Sara hastalığı; ağız ve dil yaraları için ağız içi, dil altı, dil, dişetleri, burun delikleri, kulak içi ve kulak arkasına. Rahim, yumurtalık; testis ve prostat hastalıklarında dişetlerine, bel-kuyruk sokumu, kasıklar, makat, makat-cinsel organ arası, erbezleri ve rahim ağzına; Karaciğer ve dalak hastalıklarında kürek kemikleri arası, kürek kemikleri altı, memelerin altı, makat, dizler ve ayaklara; Bel ve boyun fıtığında, fıtık yerine. Tiroid bezi hastalıklarında; tiroid üzerine sülük konur. Sülükler düştükten sonra sülüklerin tuttuğu her noktaya birkaç defa kupa kapatılıp iyice vakumlanır, nodül varsa, çıkarmaya çalışılır. Uyarı Nadir de olsa nodüllü guatıra sülük konduğunda arteriyel kanama görülebilir. Kan, nabız atışı gibi dalgalanarak fışkırabilir Kanama küçük arteriolden kaynaklanır. Bu kanamanın da tehlikesi yoktur ancak aşağıda anlatıldığı şekilde kanamayı durdurmak gerekir. Sülük kullanımı için en iyi zaman ilkbahar, sonra sonbahardır. Sülükler siyaha yakın, kahverengi, toprak rengi, ince, küçük başlı ve fare kuyruğu gibi olmalıdır. Bu sülükler suyu temiz, yeşil yosunla kaplı ve kurbağası bol göllerde bulunur. Kurbağa yaşamayan kokuşmuş sularda ya da hızlı akan suda yaşayan yeşil, mavi, siyah, kıllı, büyük başlı, karnı kırmızı ve sırtı yeşil sülükleri kullanmak doğru değildir. Yara, ödem ve aşırı kanamaya sebep olabilir. Kendisi toplayıp sülük kullanmak isteyen, kuyruğundan başaşağı tutup kusturmalı, sonra yıkamalı, yarısına kadar su doldurulan kavanozda 2-3 gün bekletmelidir. Sülük uygulanacak bölge ılık su ile yıkanıp, kuru lif ile masaj yapıldık tan sonra sülükler yerleştirilir. Sülükler, en önemli akupunktur noktalarını bulur, enzimleriyle eriyen birikintiyi ve en kirli kanı emer; doyduktan sonra düşerler. Uzun süre düşmeyen sülükler üzerine biraz su, tuz veya karbonat serpilebilir. Sülükler düştükten sonra, kanamayı devam ettirerek daha çok atık madde çıkartmak ve yarayı temizlemek amacıyla noktalar üzerine kupa kapatılabilir. Sümüksü pıhtı, gaz veya tıkanıklık çok ise, 3-4 defa kupa kapatmak gerekir. Sızıntı şeklindeyse, 10-12 saat kanamayı durdurmamak gerekir. Çünkü yalnızca kirli kan dışarı atılır, vücutta temiz kanı dışarı atacak bir mekanizma yoktur. Kanamanın olduğu bölge, kuru temiz bir bezle kapatılır. Gerekirse, ceviz kabuğu külü veya kuru nar kabuğu tozu basarak kanama durdurulur. Büyük hekimlere göre, esneme, mide bulantısı ve bayılma hissi gelene kadar beklemek daha iyidir. Bu belirtiler kan hacminin %20'den fazlası kaybedilince görülür. Kan hacminin % 30'dan fazlası kaybedilince tehlike oluşabilir tahminen 1,5 litre. Ancak bağışıklık sisteminin devreye girmesiyle, bu noktaya gelmeden, hasta doğal olarak bayılır. Bayılmayla birlikte kalp atışları yavaşlar, tansiyon düşer, kanama otomatik olarak durur. Bugüne kadar sülük tedavisinde, kanama sebebiyle bayılan kimseye rastlanmamıştır. Sülük sayısı, seansların sıklığı ve kanamanın durdurulup durdurulmayacağı hastanın kan durumuna göre ayarlanır. Kullanılan sülükleri temiz bir dereye veya göle bırakmalı, bekletmek gerekirse hergün veya iki günde bir sularını değiştirmelidir. Uyarı Kan sulandırıcı kullananlar sülük tedavisinden 7 gün önce ilacı bırakmalıdır. • Kiraz, vişne ve limon kan sulandırdığı için 2-3 gün öncesinden itibaren yememek gerekir. Ağrı kesici, ateş düşürücü, aspirin ve antibiyotik kullananların kan üretimi baskılanmış olabilir. Bu tür hastalar sülük terapisini kan sayımı ile yapmalı; 3 sülükle başlamalı; iki seans arası 3 haftadan daha sık olmamalı; sülükler düştükten sonra kanamayı durdurmalıdır. • Adet gören kadına, organ nakli yapılanlara, diyaliz ve hemofili hastalarına sülük konmaz. • Sülük terapisi aç karna ve abdestli olarak yapılır. Pudendal Sinirdeki baskı ve sıkışma sonucu sinir yapısında meydana gelen fonksiyonel ve yapısal değişikliklere bağlı şikayetler oluşur. Bu belirtilerin temelinde Ağrı vardır. Bu tip ağrıya biz “Nöropatik Ağrı” diyoruz. Bunun anlamı sinirin sorunundan kaynaklanan ağrı anlamına gelmektedir. Ağrı Pudendal Sinir tarafınca uyarılan bölgelerde hepsinde ya da bir bölümünde kendini gösterir. Bu bölgeler genital organlar erkekte penis, testis torbası; kadında vajina, klitoris ve vulvalar, makat ve etraf bölgesi perine adı verilir, uretra idrar kanalı. Nöropatik ağrıda, bu bölgelerde yanma tarzında bir ağrı vardır. Genellikle hastalar yaraya tuz basarmış gibi yanma, iğneli kaktüs ya da çivili bir top varmış gibi batmalardan bahsetmektedir. Bu ağrılara aralıklı elektrik batması ya da bıçak saplanması gibi ani ağrılarda eşlik edebilir. Bazı hastalarda en ufak uyarı ile bu uyarı soğuk, kabızlık, cinsel ilişki, idrarın hissedilmesi olabilir derin ağrılar alevlenebilir, sıklaşabilir. Kadınlarda klitoris, pubis kemiği, vulva, 1/3 alt vajina bölümü, labialarda, Erkeklerde penis ve testis torbası ağrının sıklıkla hissedildiği genital bölgelerdir. Ancak bu bölgedeki ağrılar yanında hastalar kasıklarda, göbek altında dolgunluk, batma, yanma tipi ağrılar hissedebilirler. Resim-1 Pudendal Sinir Sıkışması durumunda ağrı ağırlıklı olarak “mavi ok”la işaretli taralı bölgede hissedilir. Ancak diğer farklı taralı bölgelerde de ağrıalr görülebilir. Klinik belirtiler aniden başlayabileceği gibi, zamanla yavaş yavaş da gelişebilir. Genellikle hissedilen ağrı günün ilerleyen saatlerinde daha artar ve özellikle oturduğunda kötüleşir. Pudendal Sinir Sıkışması durumundaki tipik karakteristik oturur pozisyonda ve sıklıkla oturduktan bir süre sonra belirtilerin artması, özellikle yatar pozisyonda ağrıların azalmasıdır. Ağrı, pudendal sinir tarafından uyarılan bölgelerde sağ ya da sol yanda olabileceği gibi iki taraflı da olabilir. Burada önemli nokta pudendal sinir hangi seviyede ve hangi dallarını içine alan bir bası söz konusu olduğudur. Bu bölgelere bastırmak veya dokunmak aşırı hassasiyete yol açabilir hiperestezi ya da allodinia. Bazı hastalar barsak hareketleri ile, kabızlık nedeniyle ya da cinsel ilişki sırasında veya boşaldıktan sonra genital bölgelerde, anüs içinde ve etrafında ağrılar hissedebilir. Pudendal Sinir Sıkışması ile bu bahsedilen ağrılar yanında, kuyruk sokumu kemiği, kalça ekleminde kas ağrıları da olabilir. Bu nedenle pudendal sinir sıkışması ile pelvik taban fonksiyon bozukluğu karıştırılabilir. Teşhis kısmında da göreceğiniz gibi birçok tanı yöntemine başvurulabilir. Ancak asıl teşhis belirtilerin sistematik olarak değerlendirilmesidir. Bu sayfadaki bilgilerin amacı Pudendal Sinir Sıkışması açısından önemli bilgi veren semptomların neler olduğunun bilgilendirilmesidir. Pudendal Nöralji tablosuna ve belirtilere neden olan olası etkenlerin hasta ile görüşme sırasında dikkatli ve tek tek sorgulanması çok önemlidir. Bu ve benzeri siteleri ziyaret eden yeni ziyaretçiler için tüm burada adı geçen belirtileri görmek onları korkutabilir. Kendilerindeki belirtiler ile karşılaştırdıklarında, şu andaki durumlarının bu belirtilerle birebir örtüşmediğini ve bu denli kötü olmadıklarını düşünebilirler. Özellikle birçok hastada burada sıralanan klasik belirtilerin tümü bulunmamakta, belirtilerin ilk başladığı dönemlerde hafif şikayetlerle hastalık kendisini gösterebilmektedir. Sinir başlangıç aşamasında sıkışmaya farklı şekillerde reaksiyon verebileceğinden şikayetler de farklı olabilir. Hatta ilk aşamalarda ağrı ilk klinik belirti olmayabilir. Tedavi edilmedikçe, semptomlar kötüleşme eğilimindedir ve perineal rahatsızlık hissi ilk aşamada kendini göstererek devamlı ve değişmez bir hal almaya başlar. Diğer görülebilecek belirtiler Pudendal Sinir tarafından uyarılan bölgelerde ağrı en önemli şikayettir Ağrı sabahları az, gün ilerledikçe artan şekilde olabilir. Vajinal ya da rektal muayenede aşırı şiddetli ağrı olması Perine bölgesinde anüs ile erkekte testis torbası ya da kadında vajina arasındaki bölge ağrı Orgazm sonrası ağrı His azalması ya da ağrı nedeniyle orgazm olmakta zorlanma Dar elbise ya da giyecekler ile ağrıda artma Uretra denilen idrar kanalı içinde yanma hissi İdrar torbasında devamlı dolu hissinin olması, mesane boş olmasına rağmen devamlı işeme isteğinin olması Sık sık ve acil işeme hissi ile idrara çıkma Mesane içinde iğneli kaktüs ya da çivili top gibi batma hissi ile birlikte dolgunluk ağrısı Barsak hareketleri ile ya da kabızlıkla ağrının alevlenmesi Kabızlık Barsak hareketleri sırasında leğen kemiği tabanındaki kaslarda spazmların olması Cinsel sorunlar erkekte boşalma sonrasında ya da sırasında ağrı yanma, kadında ilişki sırasında ya da sonrasında ağrı Testis torbasında ağrı Siyatik sinir bölgelerinde, kalçada, bacaklarda hissizlik, soğukluk, karıncalanma. Bu sıklıkla ağrılı bölgelerin etrafındaki kaslardaki reaksiyonların belirtisidir. Belin arkasına vuran ağrı bir yansıma ağrısıdır PROSTAT KANSERİ

testis ile makat arası damar