süleymancı kadınların başörtüsü neden öyle
Site De Rencontre Gratuite Pour Homme. Anasayfa » GÜNDEM » Süleymancılar Kimdir? Süleymancılık Tarikatı Özellikleri ve Kuralları Hızlı İçerik Rehberi1 Süleymancılar Kimdir? Süleymancılar Tarikatının Kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan Kimdir?2 Süleymancılar Nasıl Giyinir?3 Süleymancılık Tarikatı Özellikleri;4 Süleymancılık Tarikatının Faaliyetleri; Süleymancılar Kimdir? Süleymancılar Tarikatı Türkiye’nin en bilindik cemaatlerinden biridir. Kendisinden en çok 2010 yılından sonra söz ettirmeye başlamıştır. Süleymancılar ismi ise Süleyman Hilmi Tunahan’dan almaktadır. Aynı zamanda Süleymancılar tarikatının kurucusu da Süleyman Hilmi Tunahan’dır. Türkiye dışında ülkede faaliyet göstermektedir. Bunların başında Almanya ,Amerika , Belçika ve Hollanda gelmektedir. Süleymancıların Başına Ahmet Denizolgun’un vefat etmesinden sonra yerine ablasının oğlu , 1979 doğumlu Alihan Kuriş geçti. Alihan Kuriş hala Süleymancılar tarikatının lideridir. Süleymancılar Tarikatınına gönül vermiş Mürid sayısı 2 Milyon civarında olduğu bilinmektedir. Süleymancılar Tarikatının Kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan Kimdir? Osmanlı Devletinin himayesi altında olan Bulgaristan’ın Silistre şehrinde doğmuştur. İlk okul ve orta öğretimini Silitre’de de görmüştür. 1907 yılında medrese eğitimi için İstanbul’a gelmiştir. Bir çok camide görev almıştır. Nakşibendiye Silsile-i Saadat tarikatının büyüklerinden olup 33. ve son halkası olarak çok değerli ve sevenleri olan biridir. Son görev yeri Sultan Ahmet Camiidir. 16 Eylül 1959, İstanbul’da vefat etmiştir. Karacaahmet mezarlığında türbesi bulunmaktadır. Süleymancılar Nasıl Giyinir? Süleymancılık tarikatının giyim tarzı kadınlarda genellikle çengelli iğne kullanılmaz ve kırmızı başörtüsü takarlar. Genellikle çene altından bağlarlar. Erkeklerde ise kot pantolon kesinlikle giyilmez. Gömlek Kumaş pantolon ve çeket giyilir. Ayrıca kravat takılmaz. Genellikle sigara içmezler içenleri dışlarlar. Süleymancılık Tarikatı Özellikleri; süleymancı denmesine sevmezler. süleymanlı denilmesini isterler. Süleymancılar kendilerini gerçek islamcılar olarak tanımlamaktadır. Genellikle sessiz ve sakin kişilikleri vardır. Zikirlerini sessiz bir şekilde yapar dağılırlar. Aşırı derecede Osmanlı Sevdalısıdırlar. Müzik dinlemek yasaktır. Saç sakal uzatmazlar. Koyu mavi takke takmaları ile meşhurdur. Süleymancılık Tarikatının Faaliyetleri; Genellikle dünya genelinde yurtlar ile yayılmaktadır. Türkiye’de her ilde yurtları olduğu bilinmektedir. Ayrıca Almanya ve Amerika’da bir çok yurtları bulunmaktadır. Tarikatta genellikle kurban derisi toplanır. Toplanan kurban derilerinin paraları genellikle yurt yapımında kullanılır. Genellikle Trakya bölgesinde çok daha yaygındır. Türkiye’de 900 civarında dernek ve bu derneklerce işletilen 1300 civarında yurt ve pansiyon , 20 civarında vakıf ve 30’un üzerinde şirket bulunmaktadır. Yıl içinde ortalama öğrenciye eğitim vermektedir. Yazılı basın tarafında Genç Akademi Dergisi, Tepe Edebiyat Dergisi, Genç Atılım Dergisi, Gökkuşağı Dergisi, Milli Kültür Dergisi , Ufuk Dergisi isimli dergileri bulunmaktadır. Haberimiz internet üzerindeki kaynaklardan derlenmiştir. Amacımız Herhangi bir cemaati övmek yada yermek değildir. Sadece Genel bilgi olarak bu haber hazırlanmıştır. İstediğiniz düzeltmeler yada fikirleriniz varsa lütfen yorum kısmından bize yazınız…
Adana Aladağ'da meydana gelen kız öğrenci yurdu yangını sonrasında Türkiye'nin gündemine gelen Süleymancılar bilmeyenlerin radarına girdi. Peki Süleymancılar kimdir? Süleymancılık nedir? Kendilerini nasıl tanımlıyorlar? İşte Süleymancılar ya da Süleymanlılar olarak bilinen topluluğa ilişkin bilgiler ve ayrıntılar... SÜLEMANCILIK NEDİR? SÜLEYMANCILAR KİMDİR? Süleymancılar topluluğu Türkiye'de bir cemaatir. Genellikle ortaokul ve lise çağlarındaki öğrenciler için açtıkları yurtlarla bilinirler. Kendileri okul açmak yerine yurtta barınma sağlarken buralarda kalan öğrencileri devlet okullarında okur. "Süleymancılar" olarak anılmalarına rağmen kendilerini "Süleymanlılar" olarak tanımlarlar. "SÜLEYMANCILIK" İSMİNİ NEREDEN ALIYOR? İsmini "üstad" olarak andıkları İslam alimi Süleyman Hilmi Tunahan'dan alır. SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN KİMDİR? Medreselerin ve İslami eğitimin baskılandığı, adım adım yasaklandığı dönemde işçi olarak gösterdiği gençlere eğitim vermesi ile bilinen İslam alimi... PROFESÖR VE HUKUKÇU... Daha 30 yaşındayken profesör unvanı alan Süleyman Hilmi Tunahan, aynı zamanda hukuk fakültesini yüksek dereceyle bitirmiştir. Çok sayıda Kur'an kursu hocası, vaiz ve müftü yetiştirmiştir. Tunahan'ın en önemli eseri Kur'an okumayı kısa zamanda öğreten "Elif Cüzü"dür. Kendisi kitap yazmaktan çok kitapları yaşayacak "ayaklı kitap" yani talebeler yetiştirmeyi uygun görmüştür. 1970 yılında dönemin hükümeti tarafından öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak faaliyetleri resmen tanındı. ÜNİVERSİTE YURTLARI DA VAR Öğrencileri devlet okulunda okumasına karşın yurtlarında temel dini eğitim veren Süleymancılar bu anlamda ilerlemek isteyenlere de Emsile, Bina Maksut, Avamil olarak bilinen arapça medrese dersleri vermekte... Ayrıca Süleymancıların son yıllarda üniversiteli öğrencilere yönelik yurtlar da açtığı biliniyor.
Platformunuzu bir süredir takip ediyorum ve son günlerde yayılan 1yearchallenge sayesinde de yazmaya karar verdim. Benim hikayem henüz bitmedi. İlkokul yıllarında sokakta oynayan efsane nesildenim ben. Yaş 40′ a yaklaşıyor yavaş yavaş. O zamanlar sokakta oynardım, babam işten gelmeye yaklaşınca annem balkondan bana bir örtü atardı. Babam gelince beni öyle görsün diye. Benim halam tek kız çocuğuydu ve açıktı. Onun gibi olmayayım diye erkenden tedbir almaya çalıştı babacım. Yani ben öyle düşündüm hep. Çok iyi bir insandır. Her zaman bizim için elinden geleni yapmıştır. Sorgulamayı, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmeyi o öğretti bana. Allah ondan razı olsun. Annem de çok iyidir. Okur, okumayı çok sever. Aldığım kitapları ben okuldayken benden önce okurdu. Okuma sevgimi ona borçluyum fen dersinde evrimi öğrenip, din dersinde yaratılışı öğrenen nesildenim ben. Kafam hep karışık büyüdüm. O günlerde atılan soru tohumları şimdilerde meyve veriyor da diyebilirim kendim için. Aslında bir zorlama olmadı ben kapanırken. Aslında zor bir çocuk değildim ben. İtaatkar, ne denirse yapan, başkaldırmayan, her şeye evet diyen sakin bir çocuktum. İlkokul yıllarımda bile bazen okula kapalı gidip bahçede açardım. Sonra İmam Hatip yılları başladı. Bir büyük şehirde oturuyorduk o zamanlar ve İmam Hatip için talep çok olduğundan başka bir şehre, bir yakınımızın yanına sırf İmam Hatip’te okumak için gönderildim. 1 sene sonra da annemlerin yanına geri geldim. İmam Hatip’e başlamamla başımı da kapattım. Bazen zorlandığım oluyordu özellikle de kıyafet seçiminde ve oyun oynarken istediğimi giyememe konusunda. Ama dediğim gibi itiraz etmezdim. Yapım yıllarım 28 Şubat sürecine denk geldi. Okulumuzun önünde kameralar vardı sürekli. Akşam haberlerinde sınıftan televizyona kim çıkmış bizden acaba diye dedikodu yapardık. Çocukluk işte. Katsayı engeline takılanlardanım ben. Ama 4 yıllık bir üniversiteyi de tutturdum ilahiyat değil. Başımı açmak zor geldi direndim. Kazandığım okula kayıt yaptırıp bir dersine bile girmedim. Bunun 2 nedeni var. Birincisi, başörtüsünü açmak bana çıplaklık gibi geldiğinden kendimi rahat hissedemedim. Bununla birlikte başörtüsü için okulu bırakmak, bunun için övgüler almak da insanı gaza getiriyor, kahraman sanıyorsunuz kendinizi. Bir mücahide… İkincisi ise sosyal ortamlara girmeden büyüyor çoğu İHL kızları. Sudan çıkmış balık gibi ne yapacağımı bilemedim. Sınıfta erkekler vardı ve ben nasıl davranacağımı şaşırdım. Çünkü hiç muhattap olmamışız o yaşa kadar. Duygu kontrolü nedir onu bile bilmiyordum. Kapalı bir toplumda yaşamanın getirdiği zorluklar diyebilirim…Önüme bir fırsat çıktı ve yurtdışına gittim. Eşimle orada tanıştım, evlendim. Sonra tekrar Türkiye’ye döndük. Bir kızımız oldu. Hayat yoluna giriyor derken eşim bir densizin fetö iftirasıyla tutuklandı. Yaklaşık 3 yıldır bir cenderenin içinde yaşıyorum. Artık her şey anlamsız geliyor. 2010 referandumunda “Ölülerinizi mezardan kaldırıp oy kullandırın.” diyen zihniyet benim başörtüme ilk darbeyi vurdu. Dinin siyasetin içine karışması midemi bulandırdı. 2013 yılında Gezi Olayları’nda bir kesime yapılanlarda benim başörtüm üzerinden prim yapılması ikinci darbe oldu. 17/25 de Müslüman’ım diye başa gelenlerin buna uygun davranmadığının ortaya çıkması üçüncü darbe oldu. 15 Temmuz’da birilerinin olaylarla hiç alakası olmayanları hapse attırıp kendilerinin paçayı kurtarmasıyla bendeki bağlar tamamen başörtüsüyle başlayan sorgulama süreci, dini değerleri de sorgulatıyor insana. Dinimi elimden aldılar gibi hissediyorum ve bundan dolayı aşırı kızgınım. Buradaki hemen hemen her yazıyı okudum. Genelde ne olduğunu anlamadan kapatılan kızlarımız, başörtüsünün kadını sokmaya çalıştığı kalıptan rahatsız ve zorluğundan şikayetçi. Rahat giyinebilmek istiyorlar, balkona çıkmak için hırkalar aramakla uğraşmak istemiyorlar. Onlara da saygı duyuyorum. Benim öyle hayallerim yok. Başımdakinden dolayı yüzüme bakan her insanın, benim benliğimden, öz kimliğimden, düşüncemden önce başörtümü görmesinden, beni hemen bir kılıfa sokmasından rahatsızım. Bağlayış şekline göre hemen akpli-cemaatçi-süleymancı filan oluyorsunuz. Ama bir türlü “sadece insan” olamıyoruz. Zaten son yıllarda yapılan makyajlar, darlaşan giyim kuşamla beraber bir anlamı da kalmadı. Amaç dikkat çekmemek ise, çıplaklar kampında çarşaf bu mücadeleye yeni başlayacağım. Aslında o kadar yorgunum ki, kimseye açıklama yapmak istemiyorum. Belki de bu benim avantajım olacak ve kimseye hesap vermeden, sadece zincirlerimi kırıp arkama bakmayacağım. Bir kolay gelsin favınızı alırım. Kim derdi ki bunun mücadelesini verip sonra da bundan kurtulmaya çalışacağımızı…Görsel Martine Ehrhart
16 Nisan 2006 1332 03medine BAŞÖRTÜSÜ BAŞA NEDEN TAKILIR?....... başörtüsü bir siyaset aracımıdır, yoksa bir güzellik sanatımı, yoksa ALLAHın emrimidir?...ortama baktığımda dışarıdan hiç de iyi görmediğimi fark ediyorumbaktığımda YAVUZ SULTAN SELİMİN sözü aklıma geliyor..BİZİM PADİŞAHIMIZ VÜCUDDAKİ ELBİSEYE DEĞİL İÇİNDEKİ RUHA BAKAR AMA; gözlemlediğim kadarıyla hiçde öyle güzel şeyler görmedim dışı müslüman ama içleri dejenere edilmiş bir tavırda insanlar BU EKSİKLİKLERİ DIŞARIDA DEĞİL İÇERİDE ÇÖZMEMİZ LAZIM VİCDAN HAKİMİNİN BULUNDUĞU İLAHİ ADALETİN BULUNDUĞU KARAR MEKANİZMASINDAKİ BİR PLATFORMDA 17 Nisan 2006 0844 bilgeturkaslan Genel Müdür Millete caka satmak için,Dindarım imajı vermek için,Aile baskısı olduğu için,Dökülen saçları gizlemek için,Koca bulmak için... 17 Nisan 2006 0901 Ahid Daire Başkanı Bu konu müslümanları ilgilendirir , sizi igilemez. 17 Nisan 2006 0929 çintemani Yasaklı Ne diyonuz yahu biriniz kapı diyor diğeriniz kendi hesabını kendisi verecek Allah'a size ne kadar dindar olduğunu bilen Allah'tır böyle değerlendirmeler yapmak kimsenin üstüne vazife değil. 17 Nisan 2006 1029 tokatkızı Şef bilge,hadi işine naşşş naşşş...inanmıyon madem ne diye yorum yapıyon... 17 Nisan 2006 1115 konusur Müsteşar BİLGE DUZ MANTIK YAPMISSIN YİNE....SENİ ANLIYAMIYORUM...YANİ BU NU HİÇ DİNİ İÇİN YAPAN OLMUYORMU...MERAK ETTİM... 17 Nisan 2006 1241 entel_hatun Yasaklı insanlar ne kadar şekilci ..İnsanın başını neden örttüğü konusu tartışılabilecek bir konu değil insanın çok insan başını örtüyor diye her şeyi düzgün olacak diye bir beklenti içine girip , onun yanlış bir hareketini görünce , içi dejenere olmuş demek çok göre sınıflandırmalar yapıp hesap çıkartıyorsunuz ,sadece insanın kendisini dini inancı için örten de olabilir,ailevi gelenekten dolayı örten de , bilinçli örten de vardır ,bilinçli örtmeyen de ,başını örten bir insan hırsızlık yapınca çoook büyük günah oluyor , başkası yapınca olmuyor mu ..Bunu bu şekilde ortaya çıkartıp , insanları rencide etemnin hiç bir anlamı insanız .Herkes neyi düşünerek başını örtüyorsa örtsün size ne ,bu onun hatasız bir insan olduğunu göstermez bazı insanlar bunlara sığınıp inanan insanlarımız kırmaya saygı ...Ve insanları kalıplara sığdırmamak çok başını örten bir insanın namaz kılması beklenir ,kılmıyorsa da ,aaaa işte bunlar böyle sadece başını örtüyor ama başka bir şeyleri yok ,sadece bir görüntü insan inancı gereği başını örtmüştür ,bir gereği yerine getirmiştir ama namaz kılmamıştır , bir gereği yerine getirmemiştir ..Bu bu kadar basit ..SAYGILAR.. 17 Nisan 2006 1307 funda2000 Şef baş örtüsü annemiz ninemiz arkadaşımız takıyor. kimi dini için, kimi bir kere kapatmış öyle devam etmek için, kimi de gösteriş için. ama bunlara baktığımızda kim isterse onu taksın diyorum. başörtüsü bir kıstas değil. yani başörtüsü takan illede dinini çok iyi yaşamalı diye düşünmeyeleim!!!. oda senin benim gibi bir insan. o Peygamber mi haşa ki günah işlemeyeck. hepimiz insanız arkadaşım. hepimizin hataları var. niyete bakalım bence. 17 Nisan 2006 1311 entel_hatun Yasaklı funda ,seni tebrik ediyorum , herkesin senin gibi düşünmesi dileğiyle .. 17 Nisan 2006 1325 DOST_VEFA Daire Başkanı Sanamı kalmış milletin içi dışı. Senin kot pantolunmu kumaşmı, şortmu giydiğine kimse karışıyomu, Kot giyenler kumaş giyenlere göre da dürüst yada üç kağıtçı diyebilirmisin. o bir tercih meselesidir. o tarzada birisinin bi hata yapması kişiseldir diğerini bağlamaz. Ve baş örtü kuranda açık ayetlerle Allhın emridir. dilinize dolamayın lütfen 17 Nisan 2006 1413 Gerçek Yorumcu Genel Müdür Bilg..............,Müslümansan ona göre konuşalım, yok müslüman değilsen salyangozlarını al başka yerde sat. 17 Nisan 2006 1436 suskunkul Genel Müdür yani nedir? başörtüsü bir teferruat mıdır?medine sizden sanki böyle bi düşünce çıkıyor, yanlışsam düzeltin lütfen...içim temiz diyipte geçinenler malumunuzdur.. 17 Nisan 2006 1441 belgiya Memur BAŞA TAKILMASI GEREKTİĞİ İÇİN....SEN BAŞKA TARAFINA FARKLI ŞEKİLDE TAKMAYA ÇALIŞMA ZOR TAKARSIN.. ÖPTÜM...ÇA.. 17 Nisan 2006 1513 hili Müsteşar Yardımcısı Allah rızası için... 17 Nisan 2006 1515 sema9 Aday Memur tabiki baş örtüsü takmanın farklı sebeplerivardır, din için, siyaset için, kusur kapatmak için, aile baskısı, geleneksel vs.. dış görünşümüz veya giyim tarzımız muhakk ki bizi ifade eder ama bunu farklı boyutlara taşıyanlar var türban takan herkes dini duygularla takmıyor bu sebeple bir insan başındaki türbandan dolayı yargılanmamalı ve şekilcilik oynamamalıyız 17 Nisan 2006 1549 konusur Müsteşar baslıktan bir sey anlamadım... 17 Nisan 2006 1552 Öğreten Adam Daire Başkanı Laik cumhuriyeti yıkmak için desem ayıp etmiş olurum;simgedir desem siz inanmazsınız;saç kıllarımız yemeğe düşmesin diye aklıma cevap gelse şu halde abesle iştigal etmiş sayılırım!Geriye bir şık kalıyor o da Yüce Rabbimizin emri olduğu;nasıl en mantıklısı bu! 17 Nisan 2006 1600 03medine Şube Müdürü BAKIN BEN BAŞÖRTÜSÜNÜ SORGULAMIYORUM BAZILARI İSLAMIN İMAJINA ZARAR VERİYOR SAYIN ENTEL HATUN SANIRIM ADI GİBİYSE BÖYLE DURUMDA OLANLARDAN SAYABİLİRİM O ONUN SORUNU BEN DAHA GENELDEN DIŞ GÖRÜNÜŞ DEĞİL AMA BAZILARI HANGİ ŞEY POPÜLER İSE ONUN ÜZERİNDEN RANT KAZANMAYA ÇALIŞIYOR BENİM ANLATTIĞIM BAŞLIKTA İSE ŞUANKİ GÖRÜNEN ÖNCELİK SIRASIDIR AMA BU BÖYLE OLMAMALI BU TABİKİ İÇTEN GELEN BİR OLGUDUR ÖRTÜNMEK ALLAHIN KANUNUDUR AMA İSLAMİYETTE ENTELLİK YOKTUR BELİRLİ BİR İMAJI VARDIR KİMSENİN BAŞÖRTÜSÜNE VEYA ELBİSESİNE KARIŞAMAYIZ AMA EN AZINDAN BUNU BİLEN İNSANLAR BULUNDUKLARI KONUMDAN UZAKLAŞMAMALI yani esneme olmamalı herkesin dini vicdanı kendi içinde muhasebe edilmeli ama sanırım bizim çizgilerimizde inanılmaz zaafiyetler var bunu göz ardı edemeyiz ben bu sorunu kendi içimizde tartışacağımızı sanıyorum..ARTIK KENDİMİZE BİR ÇEKİDÜZEN VERMELİYİZ BU KONUDA GERÇEKTEN SAMİMİYİM ARTIK KENDİMİZİ KENDİ İÇİMİZDE SORGULAMALI VE İSLAMIN HOŞGÖRÜSÜNÜ DIŞARIDAN DAHA SEMPATİK DAHA ALIMLI HALE GETİRMELİYİZ SADECE DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZIN GEREKTİĞİNİ VE ATTIĞIMIZ HER ADIMIN HANEMİZE YAZILACAĞINI VE BUNUN ASLA GÖRÜNMEZDEN GELİNMEYECEĞİNİ ANLAMALIYIZ..LÜTFEN DAHA DİKKAT DİYORUM BU SADECE GÖRÜNEN BUZ DAĞININ BİR UCUDUR?..BU BİR BAŞÖRTÜSÜ SORGUSU DEĞİL VİCDANIMIZIN SORGUSUDUR...SELAMLAR..... 17 Nisan 2006 1658 entel_hatun Yasaklı medine ,insanları tanımadan yargılama,sen benim nasıl bir insan olduğumu nerden biliyorsun,entel demek ne demek önce onu sorgula,kavramları günümüzde kullanılan şekliyle anlama,islamda neden entellik olmasın ,entel demek entellektüel demek yani çok okuyan , sorgulayan , araştıran demektir ,islamın yozlaşmasına gelince , sen bunu bu şekilde yargılayamazsın..Kalplerdekini yalnız ALLAH bilir .. 17 Nisan 2006 1707 03medine Şube Müdürü BEN GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİN YAŞADIĞI ENTELLİKTEN BEHSEDİYORUM YANİ BAŞINDAKİ ÖRTÜ İLE HER NANEYİ YAPIP ARADAN SIVIŞANLARDAN BAHSEDİYORUMBİLİYORSUNUZKİ BU SORUNLARI SİZ DE YAŞAMIŞSINIZDIR SİZEDE SANIYORUM BİR OK ATILMIŞTIR BU KONUDA..BEN İSLAMIN DOĞRU VE HOŞ KISIMLARININ KIRMIZI KALEMLE ALTININ ÇİZİLMESİNİ VE ORTAYA ÇIKARILMASINDAN DURMAK İSTEDİĞİM NOKTADA BU SİZE YAZDIĞIM ENTELLİKTE BENİ YANLIŞ ANLAMANIZDAN DOLAYI BİR ANLIK YAZILMIŞ BİR KELİMEDİR..BAKIN BEN YARGILAMIYORUM VE KONUYU HEP SİVRİ TARAFINDAN ALIYORSUNUZ YA BEN ANLATAMIYORUM ,YADA SİZ ANLAMAK İSTEMİYORSUNUZ 17 Nisan 2006 1710 entel_hatun Yasaklı BEN ,HİÇ BİR ZAMAN SORUN YAŞAMADIM , ÇÜNKÜ İNANÇLI BİR İNSAN KARŞISINDAKİNİ TANIMADAN YARGILAMAZ SENİN TABİRİNLE MODERN GİYİNEN VE BAŞI ÖRTÜLÜ BİR BAYANIN SORUN YAŞAAMSI İÇİN KARAKTERİNDE DE BİR BOZUKLUK OLMASI GEREKİR , YOKSA GERÇEKTEN DÜRÜST BİR İNSANA KİMSE BU ŞEKİLDE ÖN YARGILI DAVRANMAZ , YANİ EN AZINDAN GERÇEKTEN İNANAN BİR İNSAN .. Toplam 143 mesaj
son dönemde her insanın sömürmeye çalıştığı kadın. hayır, ne oluyor yani bir kadın başörtülü olunca ben bunu anlayamıyorum. ona şiddet uygulayınca 2 kat daha suçlu olup, övünce 2 kat daha iyi, taciz edince 2 kat daha ahlaksız mı oluyoruz... ya da, o bir kötülük yaptığında daha bir ayıplanası, iyilik yaptığında daha bir takdir edilesi, öpüştüğünde daha bir ahlaksız mı oluyor?nedir onu diğer tüm kadınlardan farklı yapan? buraya gelip; onların da iyisi/kötüsü, ahlaksızı/ahlaklısı yazmak bile son derece aptalca iken biz neyi tartışıyoruz ya!şu son gezi olaylarında da aynı şey hakim. tonlarca kadın polis tarafından saçlarından sürüklenmiş, tecavüzle tehdit edilmiş, dayak yemiş; üstelik devlet eliyle, ama 2 tane başörtülü kadının olayları ayrı kategoride, "başörtülü kadın" kategorisinde inceleniyor. bu ne rezalet, ne saçma, ne iğrenç bir tutumdur ya!şimdi buraya gelip, o kadınlar zamanında üniversiteye giremediydi, ağızları kapatıldıydı diye geri zekalıca yorum yapacaklar için, sen ne yazdığımı anlamamışsın başa dön ve tekrar oku kategorize etmeyin! etmeyin ve sömürmeyin artık yeter! haklarında asparagas mağduriyetlerle son zamanlarda çokca haber çıkan kadın. üzüldüğüm şeyse şiddetin karikatürize edilmesi konusu. daha dün 2 kadın cinayeti yaşanırken üstlerinden yapılan bu yalan haberler sayesinde şiddet bir durakta binilip bir sonraki durakta inilecek trene benzetiliyor ve bu yolda şiddet beraberinde götürülüyor. inen kişi rahatça iniyor ama şiddet, kadına uygulanan şiddet baki kalıyor. bu haberleri ortaya çıkaran kişiler kadınları kullanıyorlar açık açık. yoksa umurlarında mı bizler şiddete kurban gidiyormuşuz, ölümler yaşıyormuşuz. kendi ideolojileri uğruna bizler birer aygıt oluyoruz. onların vermek istedikleri mesaj yerine geldikten sonra herkes yoluna ben boluya diyor bu zihniyetler. yoksa kimin umrunda başörtülü veya başörtüsüz kadınlara uygulanan şiddet. sadece bir araç onlar için başörtülü kadınlar. gitgide kendini "hep haklı" konumuna taşıyan insan. hep ama heeeep vatanı bokun içine sürükleyen bir işin lokomotifi olsa da haklıhaksızsa da haklıyanlışsa da haklıhaklı haklı haklı!çünkü o önce kadın sonra insan olarak ele alınmıyor. o "simge" olarak ele alınıyor ve bu nedenle hep haklı!yarın duruşmalarda kaybedince "başörtüsü" yüzünden kaybeden bir avukat simgeye, velilerin memnun olmadığı bir öğretmen olunca "başörtülü" zavallı masum öğretmen simgeye, işini düzgün yapmayan bir devlet memuruna itiraz edilince "başörtülü" mağdur memur simgeye çok işinize geliyor bu simge durumu değil mi? ama akıllı insanlar bunu yutmaz be kardeşim. yutmaz, insan olmayı öğrenin ve öyle gelin. türkiyedeki kadınların %60 ını oluşturan kadın çeşidi. ben değilim. hayatımın şuana kadar olan zaman diliminde de düşünmedim hiç başörtülü bi kadın olmayı. belki de hiç bir zaman düşünmem orasını bilmem. yakın geleceğe dair planlarımda yok ama o'nu biliyorum. ben daha çok daha iyi bi kadın, daha iyi bir anne en önemlisi daha iyi bir "insan" olmaya çalışıyorum. ama başıörtülü kadınları tanıyorum. neler yaşadıklarına dair herşeyi, en yakınımda olan başıörtülü kişi olan annemden ötürü az çok biliyorum. sen de tanıyorsun onları.. çünkü çevremizdeler. varlar ve olacaklar. sen istesen de istemesen de başıörtülü kadınlar bu ülkede yok sayılmayacak kadar çok kardeşim. seve seve o kadınların da bu ülkede yaşama hakkı olduğunu sindireceksin. çünkü başka şansın yok. özgürlük diye bağırmak güzel, ama mesele kendine özgürlük olduğunda başkasının esaretiyle sonuçlanınca feci. anlıyor musun bunu? sana şurda; "başıörtülü şekilde jip kullanan kadın", "türbanlı öğretmen", başörtülü kadınların soyulmamış fıstık gibi olması" minvalinde binlerce başlık ve zebilyon entry gösteririm. sanki o kadınlar gerçekten hiç mağdur olmamışlar gibi, gelip burda dalga geçmek için açılan "geçen yine mağdurum e bi de tabi türbanlıyım", "türbanlı olduğum için beni uzaya fırlattılar", "başımın örtsünden dolayı parçalanıp köpeklere nasıl yem edildim" tarzında binlerce örnek de gösterebilirim. işin komiği bunları dalga geçmek için yazıyor oluşunuz bu kadınların onlar kadar değilse de en az onları aratmayacak şekilde şeyler yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor malesef. "simge" diye ele alınmasının nedeni kendi seçimi değil, sizsiniz, kadına kadın diye bakmayıp başıörtülü kadın diye yaklaşımda bulunan da. çoğu simge diye değil gereği olduğunu düşündükleri için takıyolar o bez parçasını kafalarına bunu da belirteyim. annem yahu, annem... hiç bir siyasi partiyle ilişkisi olmayan sıradan anne işte. bildik tanıdık anne figürü. simgeymiş, sembolmüş bunlara dair en ufak bi bilgisinin olduğunu dahi sanmıyorum en basitinden.. meseleyi bir de şöyle ele al, başörtüsü sizin dediğiniz gibi siyasi bi sembol değil de din'i bi sembol olsaydı ki benim için din'i bi semboldür. ve evet ne yazık ki, sandığından çok çok daha fazla kadın başının üstündeki örtüyü dini gerektirdiği için takar buna ne diyeceğiniz? o zaman da din'i sembol istemiyoruz diyeceğinizden şüphem yok gerçi. sorun örtü değil arkadaşlar. kandırmayın kendinizi. sorun o kadınların mantar gibi falan da çoğalması değil. onlar hep vardı, sadece şimdi sosyal yaşamın içine daha rahat karışabiliyorlar. daha çok karşılaşıyorsunuz. sindiremediğiniz bu bence. çünkü size göre o kadın muhtemelen ezik, okumamış cahil. eve temizliğe gitmeli, kuaförde manikür pedikür falan yapmalı. dayattığınız bu çünkü. yıllardır size başıörtülü olan kadın figürü diye dayatılan bu! genişletemiyorsunuz. o kadınların da sosyal topluma karışmasına dair en ufak bi olumlu baktığınız nokta yok. bu ülkede, iki türlü din benimsedik biz bundan seneler önce. biri, bildiğimiz geleneksel bilindik islamdı, babadan oğula anlatılan. diğer ise devletin sana yıllardır din böyle olmalı diye, olmayana yobaz, gerici gözüyle baktıran türden bir kültürel dindarlıktı. senin seçtiğin ikincisi oldu hep. çünkü o islam daha tatlıydı. sıkmabaşlar tatlı geldi, nasılsa o dönemlerde sıkmabaş örtünün altına mini etek giyilebiliyordu. ama şulebaşlar tehlikeliydi. o yüzden geleneksel islam'a ayak uyduranlara değil o kadınlara dahi tahammülün olmadı senelerce. görmeye dayanamıyorsun yahu. daha görmeye dayanmıyorken nasıl bu oynak coğrafyanın toprakları üzerinde bak omuz omuza demıyorum ondan geçeli çok oldu artık yanyana durabilirsiniz ki? velhasıl; kadını simgeleştiyorsun, sonra simgesi kadınlığının önüne geçiyor diye de ağlıyorsun. sonra sen varolan kapalı kadınlara değil, kendi hayalinde tasvir ettiğin kadına bakıyorsun. o yüzden onları tehdit olarak algılaman. ve o kadınların kafandaki kadınlar olması için dualar ediyorsun. çünkü ancak o şekilde haklı olabilecek ben dememiş miydim diyebilme şerefine erişeceksin. neymiş efendim;* birileri başörtülü kadınların sosyal hayatta olmalarını kabul edemiyor-muş! hazmedemiyor-muş! buna inanan insan türkiye'nin ekonomisinin büyüklüğünü çekemeyen avrupalıya da inanır. burası öyle değil işte canım. zannedersin ki bundan 20 sene önce başörtülü insanların sokağa çıkma hakkı ellerinden alındı, sosyal bir çevreye alındıkları zaman yerlerde sürülerek çıkarıldı da ben bilmiyorum. siz önce sizi tarifleyen cemaatlere/tarikatlere bir göz atın. acaba kadını en çok kim sansürlemiş??? ortaokulda gittiğim dershanede bir kız vardı. çok ama çok başarılıydı ve bu başarısı sayesinde dershaneye ücretsiz gidiyordu. o zamanlar son sınıftaydık ve kızın babası süleymancı tarikatine mensup olduğu için okuması yasaklandı. kızın içinde hep bir umut vardı, belki başarım nedeniyle babam beni okutur diye ama yok olmadı. daha bunun gibi neler neler. sonradan o kızı buldum sosyal platformlardan ve bana;"babam en doğru kararı vermiş. çünkü eğitim aldıysan her anlamda karşı cinsle ilişkide olman gerekir ve bu durum seni günaha iter." dedi. evet dedi. önce sansürlendi sonra sansürlenmesini haklı gördü.* devlet dairelerine alınmama konusunda hep ama hep başörtülülerin tarafını tuttum son dönemlere kadar ama bu son dönemde ortaya çıkan bir "sonsuz başörtülü" haklılığı beni aksi düşünceye itiyor. düşünsenize iş yapıyorsunuz ama karşınızda kafasındaki bir simge nedeni ile +5 ile her olaya haklı başlayan biri var! bu ülkedeki bağnazlık kırılıp herkes eşit olmadıkça bunun önüne geçemezsiniz. eğer kendi içlerinde de kendilerine sadece kadın gözüyle bakılabilseydi ve bu denli bir körlükle "hep haklı" olarak adledilmeseydi güzel bir başlangıç yapılmasına herkes yürekten destek bugün başörtülü birinden hizmet alırken 10 kez düşünürüm. ben mini etek giyen ve inançlı olmayan bir kadın olarak yarın en ufak yaşadığım preblemde bana "başörtüm" yüzünden demeyeceğinden emin olamam bu insanın. keskinleştim.* sözlükte hakkında şöle böyle denmiş...al işte! ne mağduriyet kapısı ama! burada hakaret edilmeyen bir kadın var mı acaba? sadece türbanlı cımbızı yaparsanız güme gidersiniz. benden söylemesi.* çalışan tesettürle ilgili çok fazla bug var... mesela tesettürlü bir kız ustabaşıyla bir arabaya binip şantiye ziyareti için 3 saat yol gitmesi sonra 3 saat de geri gelmesi caiz mi? tesettürlü ürolog bir hanımın bir adımın penisin bakması caiz mi? sesi çok çekici olan bir tesettürlü bir hanımın sekreteryada telefonlara cevap vermesi caiz mi?ne yapacağız ortamı kadınlar ve erkekler olarak ayıracak mıyız? bu mudur modern ve insan temelli toplumdan beklediğiniz? annemdir, ablamdır, kız kardeşimdir. hiçbirisi de insan baskıyla örtmemişlerdir başlarını, farz-ı ayn olduğu için bunu tercih etmişlerdir. türbanlı kadınla karıştırılmaması gerekir. zannedersin ki 20 sene önce başörtülüler yerlerde sürüklendi. ama dur bir dakika orospu çocuğu ruhlularda "başörtülü hakim olunca şöyle olabilir... başörtülü suç işleyip ceza alırsa başörtüsünden dolayı aldığını düşünebilir..." gibi şeylerle faşistliklerine, kin, nefret ve düşmanlıklarına kılıf arıyorlar. ulan öyle şeyler yaşanırsa o zaman o yanlışları konuşuruz. yıllardır sırf başı örtülü olduğu için binlerce insan zulme haksızlığa uğramış. insan hakları, özgürlük, eşitlik ayaklar altına alınmış. çıkıp bunları lanetleyecek vicdanlarıda edecek tek kelamlarıda yok. hala ya gelecekte şöyle olursa diye vehimlerle yıllardır süren faşizanlığın, zulmün devam etmesini bunlar "yaşam tarzımıza müdahale var gibi... sanki olacakmış gibi... sanki hayat tarzıma karışıldığını sezimledim gibi..." saçmalıklarla ülkeyi yangın yerine çevirmekten kaçınmayan azgın insanlar. ve görüp anladığım kadarıyla kendileri gibi olmayan milyonlarca insan lime lime katledilse zerre umurlarında olmayacak hiç bir zaman. ahlaksızlık yapmak ve ahlaksızca konuşmak zihin kodu olmuş ve laflarını "orospu" tadıyla yenmez hale sokanlar hep ama heeeep kendilerini zulme uğrayan yalnızlar olarak sunmayı çok ama çok severler. kadının başörtülü ve başörtüsüz olmadan bu topraklarda katıksız şiddet gördüğünü unutanlar için ben de şu linki kadın bu topraklarda sadece başörtülü olduğu için şiddet görmüyor. yemek pişirmediği, azıcık kısa giyindiği, köşe başında bir erkekle sohbet ettiği, bir adamla evlenmek ya da evli kalmak istemediği için şiddet gören tonlarca kadın bazı kesinleri o yüksek sesi sadece başörtülü zulmune takılı kalmış ikiyüzlüsünüz. ve sizin mağduriyetleriniz dahi sorunlu. sadece kendinize özgürlük isteyen ve sadece kendi kadınlarınıza göstermelik saygı duyan bir anlayışınız var. başörtülü kadınları "sana düşmanlık yapılıyor" diye gazlayan da sendin 28 şubat aydın insanların elinden çıkmasından ziyade bugün türk devletinin başına örülecek çorapların bir aklama sunması amacıyla yapıldı adeta. amacınız dostluk/kardeşlik/iyilik/güzellik değil. buna en azından eminim. 34547000onu kalıplara/sınırlara hapsetmenin ne kadar abuk olduğunun, bir şeyler beklemenin ya da hiç ummamanın onu denli yıprattığının güzel bir tasvirini yapmış birey olmak istiyor hepimiz gibi. yani, hiç de yalnız değil. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
süleymancı kadınların başörtüsü neden öyle